Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/18412 E. 2014/602 K. 06.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18412
KARAR NO : 2014/602
KARAR TARİHİ : 06.01.2014

MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2012/87-2013/53

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten olan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde davalı şirketin iflasın ertelenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı alması sonucu mahkemenin belirlediği sınırlar içinde işlem yapılabildiğini, tedbir kararının kaldırılması üzerine davalı şirketin müvekkilinin cezai şart alacağı talebine 11/10/2010 tarihli dilekçe ile itiraz ettiğini, itiraz ile takibin cezai şart yönünden durdurulmasına karar verildiğini, ancak bu karardan icra dosyasına vekaletin sunulduğu 2011 yılında haberdar olduklarını belirterek kısmi itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; icra dosyasında ödeme emrinin davalıya 29/01/2009 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın 02/02/2009 tarihli dilekçesiyle iflasın ertelenmesine ilişkin tedbir kararını sunarak ve cezai şart borcunu kabul etmediklerini belirterek itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 05/02/2009 tarihinde ihtiyati tedbir kararı gereğince takibin durdurulmasına karar verildiği, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin 25/06/2010 tarihli kararın davacı tarafça 26/08/2010 tarihinde icra dairesine sunulduğu ve haciz uygulaması talebinde bulunulduğu, daha sonra davalı vekilinin borca kısmi itirazlarını hatırlatarak takibin durdurulmasını talep etmesi üzerine icra müdürlüğünün 11/10/2010 tarihinde takibin itiraz edilen cezai şart alacağı yönünden durdurulmasına karar verdiği, davalının 02/02/2009 tarihli itiraz dilekçesinde borca da itiraz etmiş olması nedeniyle itirazın iptali davası açmak için gerekli olan 1 yıllık hak düşürücü süre 11/10/2010 tarihinden itibaren değil 02/02/2009 tarihli itirazın öğrenilmesi ile başlamış ise de, 30/10/2008 tarihli tedbir kararı nedeniyle bu süre 26/08/2010 tarihine kadar işlemediğinden dava açma süresinin 26/08/2010 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı, ancak davacının davasını 1 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açtığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir.
İİK’nun 67/1.maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” denilmektedir.
Somut olaya bakıldığında davanın dayanağını oluşturan icra takip dosyasında davalı tarafın 02/02/2009 tarihli ödeme emrine itiraz dilekçesinin davacı yana tebliğe çıkarılmadığı görülmektedir. Davacı taraf icra takibine itirazdan resmi şekilde haberdar olmadığına göre, mahkemece açılan davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.