Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/18411 E. 2014/2771 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18411
KARAR NO : 2014/2771
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2012/117-2013/178

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine konu bono bedelinin daha önce ödendiğini, haciz baskısı altında borcun kabul edildiğini ve kısmi ödeme yapıldığını belirterek müvekkilinin takip konusu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, ödenen 2.700 TL.’nin davalıdan tahsiline %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davacısı vekili; davalının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine konu bonoda imzası bulunan kişilerin şirket adına kambiyo senedi düzenleme ve imza yetkisinin bulunmadığını belirterek müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dava konusu bononun 29.01.2010 tarihinde yapılan haciz sırasında düzenlenerek haciz yapan alacaklı avukatının katibi S. A..’a verildiği, alacaklı vekilinin bononun vade farkı alacağı nedeniyle alındığını beyan ettiği, bonoda ihdas nedeninin yazılı olmadığı, davalının bononun vade farkı alacağı nedeniyle düzenlendiğini iddia ederek bononun ihdas nedenini değiştirdiği ve ispat yükünün davalıya geçtiği, davalının savunmasını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı, davalının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, takip konusu alacağın %40’ı oranında tazminatın davalıdan ayrı ayrı alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, ödenen 2.700 TL.’nin davalıdan alınarak davacı Ş.. R..’a verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin birleşen davaya ilişkin kurulan hükme yönelik yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin asıl davaya ilişkin kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; davalı alacaklı tarafından Antalya İcra Müdürlüğü’nün 2011/2713 sayılı takip dosyası ile 26.03.20011 tarihinde davacı aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte ödeme emri ve takip dayanağı belge suretleri 04.04.2011 tarihinde davacı borçlu Ş.. R..’a tebliğ edilmiş, anılan takip dosyasında, dava tarihinden önce yapılan hacze ilişkin 22.04.2011 tarihli haciz tutanağında davacı borçlu Ş.. R.. borcunu kabul ettiğini belirterek takibe konu borcu 09.05.2011 tarihinde ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Davacının kabul beyanının yer aldığı tutanağın ihtiyati haciz tutanağı olmadığından ve borçluya ödeme emri tebliğ edildiğinden haciz işleminin yapılacağının davacı tarafından önceden bilinmesi nedeniyle söz konusu beyanın manevi cebir altında verildiği kabul edilemez. Bir başka anlatımla borcu kabul eden davacının daha sonra kabul ettiği borçla ilgili olarak bonodan kaynaklanan borcun daha önce ödendiğini belirterek menfi tespit davası açması, çelişkili davranışta bulunma yasağına aykırı olduğundan dinlenmez. Bu durumda mahkemece davacının haciz tutanağındaki borcu kabul beyanı gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin birleşen davaya ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davaya ilişkin hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.