Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/18386 E. 2014/679 K. 07.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18386
KARAR NO : 2014/679
KARAR TARİHİ : 07.01.2014

MAHKEMESİ : Bozdoğan Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/01/2012
NUMARASI : 2010/594-2012/37

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine Denizli 8. İcra Müdürlüğü’ nün 2010/3205 sayılı icra dosyasında takip başlatıldığını, ancak takibe konu senet altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını beyanla, takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe konu senedin müvekkiline bizzat davacı tarafından üzerinde “K. Ticaret” yazılı şekilde ve önceden imzalanmış olarak teslim edildiğini, müvekkilinin senet metninde borçlunun ad ve soyadının yazılı olmaması ve sözkonusu ticareti davacı ile yapmış olması nedeniyle sehven davacı hakkında takip yaptığını, icra dosyasına talepte bulunmaları üzerine senet metninde yazılı TC kimlik numarasından esas borçlu olan davacının oğlu G. K.’ in tespit edildiğini ve bu şahıs hakkında takibe devam ettiklerini, davacı hakkındaki takibin ise sona erdiğini, müvekkilinin davacı tarafça yanıltılmış olduğunu beyanla, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının önceden oğluna veya başkasına imzalattığı senetleri, kendi senediymiş gibi davalıya verdiği, karşılığında senet metninde yazdığı gibi nakit borç para aldığı, senet alacaklısı davalının senetleri haklı olarak icra takibine koyduğu, ancak itirazlar ve açılan menfi tespit davası sonucunda davalının olayı araştırdığında davacının oğlu olan G. K.’ e takip yapmak zorunda kaldığı, davacı hakkındaki takipten ise vazgeçtiği, davalının takibi yapmada haksız ve kötüniyetli olamayacağı, aksine davacının bu takibe sebep olduğu, takip sona erdiğinden işbu menfi tespit davasının konusu kalmadığı, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiği, dava devam etseydi senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı belirlenen davacı haklı çıkacağından davacı lehine yargılama giderlerine hükmetmek gerekiyor gibi görünse de, davalının kendisine menfi tespit davası açılmasına sebep olmayıp, aksine davacının kendisini yanıltması yüzünden icra takibine giriştiğinden, davalıya yargılama masraflarının yüklenemeyeceği belirtilerek, davanın konusuz kalmasından dolayı esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı taraf kendisine dava açılmasında kusuru bulunmadığından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık durumu gözetilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilir. Somut olayda davalı, davacı hakkında yanlış takip yaptığını belirterek, davadan sonra davacı aleyhindeki takipten vazgeçtiğine göre, dava tarihi itibariyle davacının davalı aleyhine işbu davayı açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.