Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/18367 E. 2014/15403 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18367
KARAR NO : 2014/15403
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : Çorum 2. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi
TARİHİ : 02/05/2013
NUMARASI : 2007/454-2013/153

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmasız, davacı vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.V.K. ile davalı vek.Av.A.A.’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında bayilik ilişkisi kapsamında avans olarak verilen çekler karşılığı mal teslim edilmediği gibi davalı tarafından haksız yere bayilik sözleşmesinin sona erdirildiğini, müvekkilinin elinde fazladan mal kaldığını, malların teslim alınmadığını, bayilik ilişkisinin teminatı olarak tesis edilen ipoteğin de karşılıksız kaldığını belirterek müvekkilinin çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, çeklerin iptaline, ipoteklerin karşılığının olmadığının tespiti ile iptaline, davacı uhdesinde kalan malların ise iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, senede karşı iddianın aynı kuvvette delille kanıtlanması gerektiğini, çekin bir ödeme aracı olduğunu, havale dışında bir amaç karşılığı verildiğini davacının kanıtlaması gerektiğini bildirerek davanın reddi ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının iddialarını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı lehine % 20 tazminata karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazına gelince;
Davalının temyizi tedbir kararı verilmesine ve alacağın tahsili gecikmesine rağmen dava konusu yapılan miktar üzerinden dava tarihi itibariyle % 40 tazminata ve nispi vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkindir.
Dava, İİK.nun 72/2.maddesi uyarınca takipten önce açılan menfi tespit davasına ilişkin olup, dava 21.11.2007 tarihinde açılmış, çeklerin ibrazı halinde ödenmemesi için tedbir kararı da 12.11.2007 tarihinde verilmiştir. İİK.nun 72/4.maddesi hükmü gözetildiğinde davalı yararına % 40 oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken, 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve yürürlük tarihinden önceki takiplerle ilgili tazminat oranları yönünden
uygulama yeri bulunmayan 6352 Sayılı Yasayla getirilen değişiklik gözetilerek % 20 oranında tazminata hükmedilmesi doğru olmadığı gibi hükmedilen tazminatın da hangi tutar üzerinden verildiğinin kararda belirtilmemesi de doğru değildir. Ayrıca davanın reddine dair verilen karar esasa ilişkin nihai karar olup, buna göre davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3.kısmına göre hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırılık oluşturduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.