Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/17678 E. 2014/3308 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17678
KARAR NO : 2014/3308
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2012/351-2013/82

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibarıyla bu istemin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkili arasında 13.01.2012 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi yapıldığını, ayrıca davalının yıllık satış taahhüdü verdiğini, diğer davalı G.. G..’in ise davalı şirket lehine kefil olduğunu, davalı tarafın süresinden önce tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini, feshin haksız ve kötüniyetli olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin her türlü yasal hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL. si kar mahrumiyeti ve 5.000,00 TL. cezai şart olmak üzere toplam 10.000,00 TL.’nin avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, davanın kısmi dava olarak açılamayacağını ayrıca esastan da davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece 6100 sayılı HMK’nun 109. maddesi uyarınca, talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir, talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı, bu dava çeşidine müracaat edebilmek için talebin konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olması gerekir, somut olayda taraflar aramsında bayilik sözleşmesi uyarınca, davalı şirketin aldığı beyaz ürün miktarı belli olduğu gibi, cezai şartta maktu nitelikte sözleşmede kararlaştırıldığı, dolayısıyla davalının almadığı yıllık ürün miktarı belirli olduğu gibi dava dilekçesi içeriğinde bu tutarın net olarak ifade edildiği, keza istenebilecek kar kaybı tutarının 626.890,50 USD olarak belirtildiği, cezai şartın ise 50.000,00 USD olarak maktuen kararlaştırıldığı, bu şekilde istenebilecek tutarın açıkça veya taraflarca belirlenebilir nitelikte olduğu nazara alındığında şimdilik bunlardan ayrı ayrı 5.000,00 TL.’den toplan 10.000,00 TL.’nin fazlaya dair haklar saklı tutularak istenilmesinde hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından 05.07.2012 tarihinde 10.000 TL. üzerinden harcı ihmal edilerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak alacak davası açılmıştır. Her ne kadar 6100 sayılı HMK’nun 107. maddesinde belirsiz alacak davası düzenlenmiş ise de, belirsiz alacak davası, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tüm ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde açılabilir (HMK madde 107-1). Aksi halde belirsiz alacak davası açılamaz öte yandan, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz(HMK.madde 109/2). Alacak miktarının tartışmasız veya açıkça belirli olduğu hallerde belirsiz alacak veya kısmi dava açılmasında alacaklının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartlarındadır. (HMK madde 114/4).
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemiş ise davayı dava şartı yokluğu sebebiyle reddeder (HMK madde 115/2)
Somut olayda, davacıya davasını tam dava olarak sürdürmesi ve toplam alacak üzerinden eksik peşin harcı tamamlaması konusunda belirtilen yasa hükmü uyarınca kesin süre verilip, sonuca göre bir karar tesisi gerekirken belirtilen gerekçe ile yazı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.