Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/17653 E. 2014/3940 K. 27.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17653
KARAR NO : 2014/3940
KARAR TARİHİ : 27.02.2014

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalılar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin davalı şirket tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla İstasyonlu Bayilik Sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan cezai şart borcundan dolayı şimdilik 2.500,00 USD alacağın ödeme günündeki Merkez Bankası efektif döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının fesih tarihi olan 22.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek dövize uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsilini, İstasyonlu Bayilik Sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan kar mahrumiyeti borcundan dolayı şimdilik 5.000,00 USD alacağın ödeme günündeki Merkez Bankası efektif döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının fesih tarihi olan 22.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek dövize uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsilini, 20.02.2008 tarihli sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan cezai şart borcundan dolayı şimdilik 2.500,00 USD alacağın ödeme günündeki Merkez Bankası efektif döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının fesih tarihi olan 22.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek dövize uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsilini, 20.02.2008 tarihli sözleşmeye göre tonaj ihlalinden kaynaklanan cezai şart borcundan dolayı şimdilik 2.500,00 USD alacağın ödeme günündeki Merkez Bankası efektif döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının fesih tarihi olan 22.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek dövize uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı yanın dava dilekçesini ve içeriğini kabul etmediklerini, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın süresinde açılmadığını, müvekkili ile davacı yan arasındaki ilişkinin sona ermesinin müvekkilinin kusurlu davranışlarından kaynaklanmadığını, müvekkilinin mücbir sebeplerden dolayı sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, söz konusu benzin istasyonunun imar problemleri yüzünden birkaç kez belediye tarafından mühürlendiğini, müvekkilinin faaliyet göstermesine engel olunduğunu, söz konusu sözleşmelerde belirlenmiş cezai şart miktarlarının da fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 20.02.2008 ve 28.01.2009 tarihlerinde akdedilen sözleşmelerin birbirlerinden bağımsız sözleşmeler olmadıkları, 28.01.2009 tarihli sözleşmenin 20.02.2008 tarihli sözleşmeyi zımni olarak ortadan kaldırdığı, bu durumda davacı tarafın 20.02.2008 tarihli sözleşmeye dayanan cezai şart taleplerinin yerinde olmadığı, davalının fesih bildiriminin haksız olduğu, davacının 28.01.2009 tarihli sözleşmenin haksız olarak feshine dayanarak talepte bulunabileceği, davacının bu sözleşme hükmüne dayanan 50.000,00 USD’lik cezai şart talebi ile davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği 22.03.2010 tarihinden sözleşmenin normal bitiş tarihi olan 28.01.2014 tarihleri arası 3 sene 308 günlük süre için uğramış olduğu kar mahrumiyeti talebinin yerinde olduğu, talep ettiği 1.387 günlük kar mahrumiyeti zararının bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda yer verildiği üzere 74.902,16 TL olarak hesaplandığı, anılan miktarlardan sözleşmenin 24.7. maddesi uyarınca diğer davalı kefilin de sorumlu olacağı, 50.000,00 USD cezai şart alacağının davalının bilançolarına yansıyan aktif unsurlarına nazaran ekonomik açıdan mahvına sebep olacağı, taktiren 20.000,00 USD ile sınırlı tutulması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacının 28.01.2009 tarihli sözleşmenin 27.1. maddesinden kaynaklanan 50.000,00 USD cezai şart alacağının B.K. 26-27. Maddelerine nazaran taktiren 20.000,00 USD olarak kabulü ile, bu miktardan şimdilik 2.500,00 USD cezai şart alacağının ve ayrıca toplam 49.232,39 USD (TL karşılığı: 74.902,16 TL) olarak hesaplanan kar mahrumiyetinden kaynaklanan alacağından da şimdilik 5.000,00 USD’nin 22.10.2010 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4-a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte ve fiili ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının davalılardan alınıp davacıya verilmesine, davacının her iki alacak yönünden ve mahkemece yukarda saptanan miktarlara göre fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, davacının 20.02.2008 tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacak istemlerinin ve fazlaya dair istemlerin yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiş, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.