Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/17652 E. 2014/3341 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17652
KARAR NO : 2014/3341
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19.07.2013
NUMARASI : 2010/667-2013/320

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya mal satışı yaptığını, ancak bedelini tahsil edemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2009/20203 esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan ilamsız takipte davalının ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının % 40 oranında icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin büyük ortağı ve yetkili müdürü Nuri Mete’nin müvekkilinin kız kardeşinin kocası yani eniştesi olduğunu, müvekkilinin yeni açtığı iş yerine gelen davacı şirket yetkili müdürünün müvekkiline 10 tane irsaliyeli fatura göstererek bunlara sadece KDV’sini ödeyerek sahip olabileceğini, bunun kendisine faydalı olacağını bildirdiğini, müvekkilinin kabul etmemesi üzerine, bu faturaların bir kere kesilmiş olduğunu, artık düzeltilemeyeceğini, bunları kabul etmesini ve sonradan iade faturası düzenlemesini istediğini, müvekkilinin de böyle davrandığını, davacının daha sonra bu faturalara dayalı dava konusu takibi yaptığını savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatı isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, birbirini teyit eden iki bilirkişi raporuna göre davacının alacağına dayanak gösterdiği faturada yazılı malları davalıya teslim ettiğini ispatlayamadığı göz önüne alınarak 25.12.2012 tarihli celsede davacı vekiline bu vakıayı ispat için yemin deliline başvurup başvurmayacağının sorulduğu, davacı vekilinin aynı celsede yemin deliline başvurduğu, daha sonra yemin teklifinden feragat ettiği, davalı vekilinin ise davacının yemin teklifini kabul ettiklerini bundan sonra davacının yemin teklifinden vazgeçmesine muvafakat etmediklerini bildirdiği, davalı Mahmut Armut’un 20.06.2013 tarihli celsedeki yeminli ifadesinde, davacının takip ve davasına dayanak yaptığı faturalardaki malları kendisine teslim etmediğini beyan ettiği, davacının bu şekilde davasını ispat edemediği, ancak davacının davalıya yönelik dava konusu takibi kötüniyetle yaptığının tam olarak ispatlanamadığı gerekçesiyle, davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, faturaya dayalı icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İcra takibine konu 10 adet fatura davalı tarafından ticari defterlerine kaydedilmiştir. Bu durumda davalının kendi ticari defterlerine kaydettiği faturalarla ilgili malların davacıya iade edildiğini davalı ispat ile yükümlüdür. Davalı defterlerinde kayıtlı olmayan üç adet faturada belirtilen malların davalıya teslimini ise davacı ispatla yükümlüdür. Mahkemece, ispat yükümlülüğünde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde eksik inceleme ile icapsız yemine dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.