Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/17540 E. 2014/2918 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17540
KARAR NO : 2014/2918
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2011/166-2012/212

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında devamlılık arz eden bir ticari ilişki olduğunu, cari hesap ilişkisi ve fatura alacaklarından kaynaklanan 24.069 EURO tutarındaki alacakları için İstanbul 7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/20672 sayılı takip dosyası ile icra takibi yaptıklarını, ancak davalı borçlunun icra takibine haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, icra takibinin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yetkilisi, icra takibine yaptıkları itirazda söz konusu borç için her biri 6.700,00 TL’lik 7 adet senet verdiklerini ve borcun bu senetlerle kapatıldığını belirttiklerini, ancak daha sonra defterlerinde yaptıkları inceleme sonucunda 7 adet değil, 8 adet 6.700,00’er TL’lik toplam 53.600,00 TL tutarında senet verdiklerini, bu senetlerin davacı şirketin Türkiye müdürü R. K.. tarafından teslim alındığını, buna dair yazılı belge bulunduğunu, senetlerin şirketin ekonomik sıkıntıları nedeniyle ödenemediğini, itirazlarının ana nedeninin borca itiraz olmadığını, verilen ve protesto ettirilen senetlerin takibi yerine, ilamsız takip yolunun seçilmiş olmasına ve buna bağlı olarak mükerrer takip tehlikesi nedeni bulunduğuna itiraz ettiklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 25.12.2009 tarihinde taraflar arasında yapılan ve önceki borcu sona erdirmek amacıyla kambiyo senedi düzenlenip verildiğine dair tarafların imzalarını taşıyan anlaşmanın yenileme sözleşmesi olarak kabul etmek gerektiği ve yenilenen borç nedeniyle eski borcun sona erdiği, davacı alacaklının artık sadece kambiyo senetlerine istinaden alacağını talep edebileceği, geriye dönük aralarındaki cari ilişkiye dayanarak talepte bulunulmasının mümkün olamayacağı, davacı tarafın talep edilen alacağın, karşılığında senet alınan alacak dışında ayrı bir alacak olduğuna dair de bir iddiasının bulunmadığı, davacının alacağının yenileme ile sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 114. maddesi “Borcun tecdidi akitten vazih surette anlaşılmak lazımdır. Hususiyle mevcut bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunmak ya da yeni bir alacak senedi veya yeni bir kefaletname imza etmek, tecdidi tazammun etmez.” hükmünü içermektedir.
6098 sayılı TBK’nın 133. maddesi de yukarıda açıklanan yasa maddesi hükmü ile aynıdır.
Somut olayda taraflar arasında düzenlenen 25.12.2009 tarihli senet teslim belgesinde yukarıda açıklanan yasaya uygun olarak borcun sona erdirildiği ve yeni bir borç ihdas edildiği yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca mahkemenin anılan belgeye dayalı olarak borcun yenilendiği (alacağın yenilendiği) gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.