Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/17457 E. 2014/3324 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17457
KARAR NO : 2014/3324
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2010/173-2013/235

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili bankanın Beypazarı şubesi ile dava dışı asıl borçlu İ. A.. arasında 16.05.2008 tarihli 125.000,00 TL limitli kredi sözleşmesi ve bankacılık hizmet sözleşmesi imzalandığını, buna istinaden kredi kullandırıldığını, davalıların kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaları olduğunu, kullandırılan krediye ilişkin borç ve faizlerin ödenmesi yönünde çıkarılan ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine Ankara 15 İcra Müdürlüğü’nün 2009/11574 esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu bildirerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve borçlular aleyhine %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ olunmasına rağmen davalılar davaya cevap vermemişler, 07.06.2010 tarihli duruşmada, 16.05.2008 tarihli sözleşme altındaki imzaların kendilerine ait olduğunu, kefalet limitlerinin sadece taşıt kredisi yönünden 15.000,00 TL olduğunu belirtmişler, 27.09.2010 tarihli duruşmada da davalı Y.. Ç.., 10.000,00 TL eksi artı kredisi, çek karnesi ve 16.000,00 TL’lik taşıt kredisi için kefil olduğunu, davalı H. T.. ise, sadece taşıt kredisine kefil olduğunu, dava dışı banka çalışanının kendilerine başka kredi sözleşmeleri imzalatarak krediyi kendisinin kullandığını beyan etmiştir.
Mahkemece, hem savcılıkça yürütülen soruşturmada, hem de bankaca yapılan soruşturmada kredi borçlusu İ. A..’un, kredi hesabından hesap sahibi olan kendisinin bilgisi ve talimatı olmadan banka çalışanının düzenlettirdiği ödeme fişi ile 75.000,00 TL çekildiğini iddia ettiği, hem savcılıkça yapılan soruşturmada, hem de bankaca yapılan soruşturma sonucunda, dava dışı kredi borçlusunun hesabından, davalıların imzalamış olduğu kredi sözleşmesi dayanak gösterilerek sahte imza ile 75.000,00 TL çekildiğinin belirlendiği, bankaya ait soruşturma dosyasının 4 ve 5. sayfalarında da dava dışı İ. A.. ile davalılar Y.. Ç.. ve H. T..’in taşıt kredisi dışındaki genel kredi sözleşmesindeki imzalarının banka çalışanı tarafından iradeleri fesada uğratılarak alındığının kabul olunduğundan, davalıların kullanılan taşıt kredisi ile ilgili sorumluluğunun bulunduğu, bu sorumluluğun belirlenmesi için bankacı bilirkişiden alınan raporda da kullanılan taşıt kredisi ile ilgili temerrüt tarihi göz önünde bulundurularak her iki davalının da takip tarihi itibariyle sorumlu oldukları miktarların ayrı ayrı belirlendiği,alacağın da likit olduğu gerekçesiyle, Davanın kısmen kabulü ile davalı kefil H.. T..’in 17.121,00 TL asıl alacak, 3.663,89 TL temerrüt faizi, 183,19 TL BSMV olmak üzere toplam 20.968,09 TL’ye, davalı kefil Y.. Ç..’nin 17.121,00 TL asıl alacak, 3.800,86 TL temerrüt faizi, 190,04 TL BSMV olmak üzere toplam 21.111,91 TL’ye yapmış oldukları itirazların iptaline, kabul edilen asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %80 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanarak tahsiline, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, alacak likit olduğundan fazla kabul edilen miktarın %40’ı olan 8.444,76 TL inkar tazminatının sorumlulukları oranında davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, yargılama sırasında aldırılan bilirkişi kök ve ek raporlarına itiraz etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli inceleme ve araştırmayı ihtiva etmediğinden Yargıtay denetimine elverişli değildir. Yerinde banka kayıtları üzerinde ve dava dosyasına kazandırılan tüm belgeler üzerinde (icra takip dosyaları, teftiş raporları, Ağır Ceza Mahkemesi dosyası dahil olmak üzere) yeniden seçilecek bankacılık konusunda uzman bir bilirkişi vasıtası ile davacı vekilinin de itirazlarını karşılayacak şekilde yeni bir inceleme yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.