Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/17020 E. 2014/13537 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17020
KARAR NO : 2014/13537
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01/07/2013
NUMARASI : 2011/289-2013/158

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. D.. I.. gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Dava, ticari satış ilişkisi çerçevesinde avans olarak yapılan ödemeler karşılığında mal teslim edilmediği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davalı vekili, istirdat davasının 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, İİK’ nun 72. maddesine göre davanın reddi gerektiğini, yapılan ödemelerin kambiyo senetlerine yönelik bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında akdi ilişki olup, hesap kesim tarihinin 01.10.2004 olması nedeniyle zamanaşımının dolmadığı ticari defterler üzerinde yapılan incelemeye göre davalının kestiği faturaların 18 adetinin davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, bir kısım çek ve senetlerin de davalı defterine kaydedildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İİK’nun 72’nci maddesinin 7’nci bendine göre, “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” Avans olarak yapıldığı iddia edilen ödemelerin bir kısmının icra takibi sonucu ödenmiş olduğu dosya içeriğinden ve bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Bu durumda anılan kanun hükmü gözetilerek, icra takibi sonucu yapılan ödemelerin 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle geri alınamayacağı gözetilmelidir. Mahkemece yapılacak iş, anılan kanun hükmü gözetilip, icra takibi yapılarak tahsil edilen paraların denetime açık bir şekilde belirlenmesi ve davacı alacağından düşülmesi suretiyle saptanacak miktar üzerinden karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykrıdır.
3- HMK’nun 150’nci maddesinin 7’nci bendine göre, “Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.” Bu hüküm nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilen davaya birtakım hukuki sonuçların bağlanması olanaklı değildir. Mahkemece anılan kanun hükmü gözetilmeden, tahsiline karar verilen alacağa daha önce açılmamış sayılma kararı verilen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davanın açıldığı tarihten (6.9.2005) itibaren faiz hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentte gösterilen sebeplerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.