Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/16908 E. 2014/13317 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16908
KARAR NO : 2014/13317
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2013
NUMARASI : 2012/255-2013/121

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, davalı yanca davacı şirket aleyhine çeke dayalı olarak icra takibine geçilmiş ise de, çekin davacı işyerinden çalınan çeklerden olup, keşideci imzasının müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını belirterek, icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu çeki faktoring sözleşmesi akdettiği dava dışı B. …… Ltd.Şti .’ nden mevzuata uygun olarak devralan, iyi niyetli 3. kişi olduğunu bildirerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkililerine ait olmadığının bilirkişi incelemesi ile saptandığı, imzaya itirazın herkese karşı ileri sürülebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile icraya konu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının faktoring sözleşmesine dayanarak çeki dava dışı 3. kişiden alırken gerekli incelemeyi yapmadığı ve takipte kötü niyetli kabul edilmekle, takip konusu miktarın %20′ si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Dava konusu keşidecisi davacı olarak görülen çek, dava dışı şirketin cirosu ile davalı eline geçmiştir. Bu çek yönünden davalının çekteki imzanın keşideci olarak görünen davacıya ait olup olmadığını bilemeyeceği ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyetli sayılamayacağı da düşünülmeden mahkemece davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.