Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/16835 E. 2014/1519 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16835
KARAR NO : 2014/1519
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2013
NUMARASI : 2011/522-2013/63

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, bir dönem müvekkili şirketin hissedarı olan davalının müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, ancak takibe konu senetlerin müvekkilinin defter ve evraklarında kayıtlı olmadığını, müvekkili şirketin davalı ile borç doğurucu hiçbir hukuki işlemi olmadığı halde bir dönem müvekkil şirket yetkilisi olan dava dışı A. O.’nun senetlere şirketin kaşesini bastığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirketteki hissesini 31/05/2011 tarihinde devrettiğini, bir kısım menkul malları teslim ettiğini ve bunun karşılığında takibe konu senetleri aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; takibe konu senetlerin dava dışı A. O. tarafından düzenlenen 01/06/2011 tarihli ”Mal Teslimi ve Hisse Teslimine İlişkin Tutanak” başlıklı belgeye dayanılarak A. O. tarafından düzenlendiği, bu belgeye konu olan malların davacı şirketin demirbaşları olduğu, davacı şirketin demirbaşlarının satışa konu edilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla takibe konu senetlerin davacı şirket yönünden geçerli olmadığı, bunun yanında davalının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ihdas nedeni bölümünde ”malen” kaydı bulunan bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Bu durumda mahkemece somut olayda ispat külfetinin davacıda olduğu ve davacının senede karşı iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerektiği gözetilmeden ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.