Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/16832 E. 2014/2022 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16832
KARAR NO : 2014/2022
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2013
NUMARASI : 2011/243-2013/326

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin oğlunun ticari faaliyeti nedeniyle oğlu adına davalının ortağı olduğu firma temsilcisine 5.000,00 TL bedelli olması kararlaştırılan açık bir teminat senedi verdiğini, ancak daha sonra senedin 10.000,00 TL bedelli, 26/03/2010 keşide tarihli olarak doldurulduğunu ve icra takibine konu edildiğini, ancak davalının alacaklı olmadığını belirterek müvekkilinin takibe konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu senedin teminat senedi olmadığını, senedin verildiği tarihte davalının oğlu ile birlikte işlettiği marketin müvekkilinin ortağı olduğu şirkete 10.000,00 TL’den fazla borcunun olduğunu, davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davacının takibe konu senedin teminat senedi olduğuna ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğuna ilişkin yazılı delil sunmadığı, bununla beraber davalı taraf senedin davacının oğlunun davalının ortağı olduğu şirkete olan borcuna karşılık alındığını savunarak birleşik ikrarda bulunduğu, dolayısıyla davalı tarafın senet bedeli kadar mal verildiğini savunduğu, senedin nakden kayıtlı olduğu dikkate alındığında senet metninin da davalı tarafça talil edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafın birleşik ikrarda bulunarak ve senet metnini talil ederek ispat yükünü üzerine aldığı, davalının ortağı olduğu dava dışı şirketin lehe delil vasfı olmayan defterlerinde davacının oğlunun borcunun görünmediği, resmi kayıt niteliği olmayan ön muhasebe kayıtlarına göre borç görünmekte ise de bu kayıtların hükme esas alınamayacağı, dolayısıyla davalının savunmasını ispatlayamadığı, yemin teklifinde de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu bono ”nakden” kaydını taşıdığı halde her iki taraf da bononun nakden düzenlenmediği hususunda birleşmişlerdir. Böylece somut olayda çift taraflı talil söz konusudur. Çift taraflı talilde ispat külfeti yer değiştirmez. .Bu durumda mahkemece ispat külfetinin davacıda olduğu gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.