Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/16775 E. 2014/999 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16775
KARAR NO : 2014/999
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2010/657-2013/57

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullanılan kredinin ödenmesi amacıyla davalı bankanın bir ödeme planı oluşturduğunu, müvekkilinin sözleşme uyarınca bakiye borcunu vadesinden önce kapatmak amacıyla davalı bankaya başvurduğunu, işlemlerin başlayabilmesi için davalı bankanın müvekkiline bir belge imzalattığını, ancak davalı bankanın sözleşmeye uygun hesaplama yapmadığını ve müvekkil şirket yetkilisinin tüm uyarılarına rağmen müvekkil şirket hesabından rızası dışında 258.672,58 TL çektiğini, müvekkilinin davalı bankadan çektiği kredi ile satın aldığı taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için ödeme yapmak zorunda bırakıldığını, haksız ve fahiş miktarda faiz ve vergi kesintisi yapılarak müvekkilinin zarara uğratıldığını, müvekkilinden toplam 247.209,81 TL alınması gerekirken 11.462,77 TL fazla para tahsil edildiğini, fazladan yapılan bu ödemenin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme gereğince ve davacının bizzat müvekkiline sunduğu kredi kapama teklifine istinaden davacının banka nezdindeki kredi borcunun hesaplandığını, hesaplamada anapara borcu, ödeme gününe kadar işleyen faiz ve faizin gider vergisi dışında erken kapama maliyeti, erken ödeme komisyonu, döviz kuru farkı ve kur farkı vergisinin de baz alındığını, davacının kapama teklifine göre zaten 253.036,84 TL’nin alınmasının talep edildiğini, dolayısıyla davacının başvurudaki talebi ile davadaki talebinin çeliştiğini, davacının döviz kuru, kur farkı ve Bsmv’ye ilişkin hesaplamalarının yanlış olduğunu, davacı tarafça yapılan ödeme sırasında da banka kayıtlarına ve hiçbir belgeye ihtirazi kayıt şerh edilmediğini, tacir olan davacının bu koşulları bilmemesinin ve baskı sonucu ödeme yaptığını iddia etmesinin hukuken geçerliliğinin olmadığını savunarak davanın reddini ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davacının davalı bankaya 162.777,00 USD’nin tahsili konusunda talimat vermiş olmasına rağmen davalı bankanın davacının hesabından 253.036,85 TL yerine 258.672,58 TL tahsil ettiği, oysa kapanan kredi nedeniyle tahsil edilmesi gereken tutarın 248.644,81 TL olduğu, davacının ihtirazi kayıt koymaksızın ödemeye rıza göstermesinin, bankacılık işlemlerinin, faiz ve eklerinin hesaplanmasının, kur farkı hesaplamasının özel bilgi ve uzmanlık gerektirmesi nedeniyle davalı bankanın fazla tahsilat yapmasını haklı kılmayacağı, dolayısıyla davacının fazla tahsil edilen 10.027,77 TL yönünden talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, alacağın 10.027,77 TL’lik kısmına yönelik itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-17/04/2012 havale tarihli bilirkişi kök raporunda ve 15/10/2012 havale tarihli bilirkişi ek raporunda netice ve kanaat bölümünde davacının dilekçesinde 162.777,00 USD tutarın tahsili konusunda talimat ve muvafakati olduğu, bunun TL karşılığının 253.036,85 TL olduğu ancak davalı bankanın 258.672,58 TL tahsilat yaptığı, bu durumda talimata rağmen 5.635,73 TL fazla tahsilattan söz edilmesinin mümkün olacağı belirtilmiştir. Bilirkişinin bu yöndeki görüşü dosya içeriğine uygun olup bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşürülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.