YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16721
KARAR NO : 2014/13204
KARAR TARİHİ : 09.09.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21/01/2013
NUMARASI : 2012/58-2013/20
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı şirket yönünden davanın reddine, davalı M.. A.. yönünden ise davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.Ö. R. K. ile davalılar vek.Av.O. A.’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesi ile bağlantılı olarak tesis edilen intifa hakkının Rekabet Kurulu kararları uyarınca bayilik sözleşmesinde öngörülen süreden önce sona ermesi nedeniyle davalı M.. A..’ya peşin ödenen intifa bedelinin geçersiz kılınan süreye tekabül edilen kısmının ve akaryakıt istasyonuna yapılan kalıcı yatırımlar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davalılar vekili, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, tapu kayıtlarına göre davacı şirketin dava tarihi itibarıyla halen intifa hakkı sahibi olduğunu intifa terkin edilmeden bedelinin talep edilemeyeceğini, Rekabet Kurulu kararının tek başına sözleşmeyi geçersiz kılmayacağını, davacının 18.09.2010 tarihinde petrol istasyonundaki giydirmeleri söktüğünü, otomasyon sistemlerini geri aldığını ve akaryakıt tedarikini durdurduğunu, hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şeylerin geri istenemeyeceğini, talep edilen miktarın fahiş olduğunu, davacının elde ettiği kira, kâr gibi menfaatlerin de takas ya da mahsup edilmesi gerektiğini, petrol istasyonuna kalıcı yatırım yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının kalıcı yatırım olarak talep ettiği kalemlerin süreye bağlı olmaksızın davacının çıkarlarının korunması amaçlı olduğu, davalı şirketin söz konusu kalemlerden dolayı bir yararının bulunmadığı, davacının intifanın terkinini 07.02.2012 tarihinde talep ettiği, dolayısıyla sürenin 07.02.2012 tarihi esas alınarak hesaplanabileceği, günlük intifa bedelinin 307.37 TL.ve işlememiş sürenin 1294 gün olması nedeniyle 397.736 TL.davacının alacaklı olduğu, kuru mülkiyet sahibi davacının iyiniyetli olması nedeniyle faiz ödemekle yükümlü olmadığı, davalının dava ile temerrüde düştüğü, terkin başvurusunun yapıldığının davadan önce davalı M.. A..’ya bildirilmediği gerekçeleriyle davalı şirket hakkında açılan davanın reddine, davalı M.. A.. hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Somut olayda tazminat davası, 2.3.2012 tarihinde açılmış olup, taşınmaz üzerindeki intifa davacı tarafından yargılamanın devamı sırasında 5.12.2012’de terkin edilmiştir. Bu durumda intifa hakkı terkin edilmeden dava açılamayacağı gözetilerek erken açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle davalı M.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.