Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/16702 E. 2013/19612 K. 10.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16702
KARAR NO : 2013/19612
KARAR TARİHİ : 10.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı tarafından bonoya dayanılarak icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalıdan ikinci el araç satışı için 07.10.2005 tarihinde oto satış mukavelesi ile yapılan anlaşma gereği senedin düzenlenerek davalı satıcıya verildiğini, bononun vadesi gelince ödeme yapılamadığından müvekkilinin sözleşmeden dönerek aracın davalıya teslim edildiğini, cezai şart ve uygun kullanım bedelinin ödenerek bononun müvekkile iadesinin davalıya teklif edildiğini, davalıca kabul edilmeyerek kötüniyetle takibe giriştiğini ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, … mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının aracı takipten sonra 09.12.2005 tarihinde müvekkiline iade ettiğini, ancak cezai şart, kullanım bedeli ve icra masraflarının davacı tarafça karşılanmadığını, tarafların takip sırasında 3.500 TL üzerinde anlaşmaya vardıklarını, bu bedelin ödenmesi için takibin beklemeye bırakıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve deliller karşısında, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmiş olması durumunda davalının sözleşmenin feshi nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararlarını bonoya dayanarak isteyemeyeceği, davalının bu yönde karşı davası olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, takip ve davaya konu 07.10.2005 tanzim, 20.11.2005 vadeli 15.000 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 72. maddesi hükmüne göre açılmış menfi tespit davası olup, takip konusu 15.000 TL’lik bono olmasına rağmen davacı dava değeri olarak 12.500 TL üzerinden borçlu olmadığının tespitini istemiş, bu miktar üzerinden peşin harcı yatırmıştır.
Keza, davacı taraf 06.12.2005 tarihli keşide ettiği noter ihtarnamesi ile “Gerek sözleşmede belirtildiği üzere gerekse de sonradan yapılan görüşmelerde; aracın tarafımda 45-50 gün kalması dolayısıyla size uygun bir miktar para ödeyip bononun iadesini talep etmeme rağmen şimdiye kadar olumlu bir yanıt alamadım. Aramızda yapılan sözleşmenin 3. maddesinde satış işlemi gerçekleşmez ise buna sebep olan tarafın 1000 (BİN) YTL cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmış idi. Bu aracın satışının yapılamamasından dolayı sözleşmede de belirtildiği üzere 1000 (BİN) YTL cezai şartın dilediğiniz zaman size ödeneceğini beyan ederim.” şeklinde belirtmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece davacının dava dilekçesindeki talebi gözetilmeksizin talep aşılacak şekilde davacının 15.000 TL’lik bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti şeklinde hüküm oluşturulması doğru değildir.
Mahkemece yapılacak iş davacı tarafın ihtarındaki kabul beyanı ve dava dilekçesi ile davalının 14.12.2005 tarihli 36493 nolu cevabi ihtarnamesi ve cevap dilekçesi de gözetilerek takip konusu bono nedeniyle belirlenen miktar üzerinden davanın reddine, bakiyesi üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekir. Açıklanan bu yön gözetilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.