YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16642
KARAR NO : 2014/13242
KARAR TARİHİ : 10.09.2014
MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 44. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2011/109-2013/166
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı ve davacı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı (Temlik alan) P.Gaz AŞ. vek.Av.B. Ö. ile davalı vek.Av.A. Ö.’ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 5 yıl süreli 01.02.2006 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesinin davalı tarafça sözleşmeye devam edilmesinin kendisine fahiş olarak zarar verdiği gerekçesiyle Antalya 11. Noterliği’nin 15.10.2009 tarihli ihtarnamesi ile tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşme süresi dolmadan haksız sebeple sözleşmeyi feshettiğinden sözleşmenin 6. maddesi gereği cezai şart ve mahrum kalınan kârı ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla şimdilik 5000 USD cezai şartın fesih tarihi 15.10.2009 tarihinden itibaren yabancı paraya uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden; mahrum kalınan karın şimdilik 5000 TL’lik kısmının fesih tarihi 15.10.2009 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilince sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının tazminat istemine konu sözleşme hükümleri gabin niteliğinde olduğundan yok hükmünde olduğunu, davacının müvekkili ile diğer bayilerine uyguladığı kar paylaşımı ve fiyat politikası arasındaki fahiş fark nedeniyle işletmenin ayakta kalabilmesi için sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini, müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak sözleşme imzalanmış olduğundan davacının tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, davacının tazminat taleplerinin aynı zamanda sebepsiz zenginleşme yasağı kapsamında kaldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen 15.12.2010 tarihli ilk bilirkişi heyet raporuna göre; taraflar arasında belirlenen sözleşmenin 4B/11 maddesine göre fiyatların tespit edildiği ve davalının bu sözleşme maddesini serbest iradesi ile kabul ve taahhüt ettiği dikkate alındığında davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği kanaatine varıldığı, davacı tarafça yargılama sırasında dava ıslah edilerek 15.000 USD cezai şart alacağı ve 5.000 TL mahrum kalınan karın talep edildiği göz önünde tutularak, her ne kadar hükme esas alınan raporda davacının uğramış olduğu mahrum kaldığı kar 12.894,00 TL olarak tespit edilmiş ise de bu mahrum kalınan kardan Hukuk Genel Kurulu’nun 1996/11-372 E. ve 485 K. sayılı 12/06/1996 tarihli kararındaki ilkeler de dikkate alınarak davacının kar kaybı ve cezai şart taleplerinde ayrı ayrı %50 olarak tenzilat yapılıp davacının 6.447,00 TL kar mahrumiyeti, ayrıca davalının ekonomik durumu, davalı şirketin kurulu olduğu yer göz önüne alındığında 7.500,00 USD’den daha fazla cezai şarta hükmedilmesi halinde bu durumun davalının ekonomik mahvına da sebep olabileceği değerlendirilerek davacı lehine toplam 7.500,00 USD cezai şarta hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine; mahrum kalınan kar yönünden 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsil edilip davacıya verilmesine, cezai şart isteminin kısmen kabulü ile 7.500 USD cezai şarttan 5.000 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek 2.500 TL’nin ise ıslah tarihi olan 16/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıl süreyle mevduat hesabına USD dolar üzerinden uyguladığı faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki 02.01.2006 tarihli 5 yıl süreli otogaz bayilik sözleşmesinin davalı tarafça sözleşme süresi dolmadan haksız feshi nedeniyle sözleşmede yazılı cezai şart ile uğranılan kar mahrumiyeti istemine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan 01.02.2006 tarihli “bayilik sözleşmesinin konusu” başlık 1-a maddesinde “BP Gaz Grubuna ait Ocakgaz tescilli markası altında ticari faaliyette bulunacak olan Antalya ili Merkez İlçesi Yeşilbayır Köyü ve Antalya Tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu olan Otogaz satış istasyonu (bundan böyle satış yeri olarak anılacaktır )” hükmünü içermektedir. Bu hükümden de açıkça anlaşılacağı üzere uyuşmazlığa konu istasyon Antalya ili Yeşilbayır Köyü’ndedir. Mahkemece uyuşmazlığın çözülebilmesi için 15.12.2010 tarihli 1. bilirkişi heyet raporu, taraflarca rapora itiraz edilmesi üzerine farklı bir heyetten 06.12.2011 tarihli 2. bilirkişi heyet raporu ve aynı heyetten 18.02.2013 tarihli bilirkişi ek heyet raporu alınmıştır. Mahkemece alınan ilk raporda istasyonun Mardin’de, 2. raporda ise Antalya’da olduğu değerlendirilmiştir. Ne var ki alınan ilk rapora itibar edilmeyip 2. rapor alındıktan sonra tekrar ilk rapora dönülerek istasyonun bulunduğu mahalli yanlış belirleyen bu rapora itibar edilerek hüküm kurulması doğru değildir. Diğer taraftan, Davalının ekonomik kapasitesini tespit etmek üzere mahalli bilirkişiden alınan 07.02.2010 tarihli raporda talep edilen cezai şart miktarının davalının ekonomik mahvına neden olmayacağı tespit edildiği halde bu raporu ve tüm dosya kapsamını değerlendiren hükme esas alınan ilk raporda talep edilen cezai şart miktarının davalının ekonomik mahvına neden olacağı yönündeki saptama da raporları birbiri ile çelişkili hale getirmektedir. Açıklanan bu nedenler gözetilmeden yazılı gerekçe ile karar verilmesi isabetsizdir. Ayrıca kar kaybı alacağından hakkaniyet indirimi yapılamayacağı dikkate alınmadan %50 indirim yapılması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdir edilen 1100 TL. Duruşma vekalet ücretinin bir diğerinden alınıp bir diğerine verilmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 10.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.