Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/16621 E. 2014/3903 K. 27.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16621
KARAR NO : 2014/3903
KARAR TARİHİ : 27.02.2014

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, miktar itibariyle bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 01.04.2008 tarihinde akdedilen bayilik sözleşmesinin davalı şirketin 22.11.2011 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile feshedildiğini, davalı şirketin davaya konu sözleşmeyi feshetmekte herhangi bir haklı gerekçesi bulunmadığını, bu itibarla müvekkilinin mahrum kaldığı kârı ve sözleşmede belirlenen cezai şartı ödemekle yükümlü olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla bayilik sözleşmesinin ihlalinden kaynaklanan şimdilik 5.000.00 TL.cezai şart ile erken fesih nedeni ile kâr mahrumiyetinden doğan şimdilik 5.000.00 TL.alacaklarının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, taraflar arasındaki sözleşmenin rekabet mevzuatı uyarınca 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen LPG Otogaz Sözleşmesi’nin dava dışı …’nin intifa hakkını kullanması suretiyle akdedilmiş otogaz bayilik sözleşmesi olup, müvekkilinin dava konusu LPG Otogaz Sözleşmesini …nin intifa hakkı nedeniyle intifa baskısı altında imzaladığını, taraflar arasında akdedilen LPG Otogaz Sözleşmesinin, … ile müvekkili arasında akdedilen sözleşmelerle bağlı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin sözleşmeyi haksız olarak feshetmesinin sözkonusu olmadığını, ayrıca … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen tedbir kararı nedeniyle müvekkilinin sözleşmeyi ifa edemez hale geldiğini, müvekkili şirketin sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinin kabulü halinde bile hem cezai şart hem de kâr mahrumiyetinin ayrı ayrı talep edilmesinin yasal olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, asıl ve ek bilirkişi raporuna göre taraflar arasındaki Otogaz Bayilik Sözleşmesinin imzalandığı tarihte gayrimenkulün intifa hakkının …de olması, …nin … ile yapmış olduğu 01.04.2001 tarihli sözleşme uyarınca bayilerinin …’den otogaz temin ettiklerini, bu durumda Rekabet Kurulu Kararı da göz önüne alındığında … ile davalı şirket arasındaki Otogaz Bayilik Sözleşmesinin … ile … Şirketi arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesi ve onunla bağlantılı intifa hakkından oluşan dikey anlaşma bütünü içerisinde yer aldığı ve söz konusu dikey anlaşmanın süresine tabi olduğu, dava dışı …’ ın davalının istasyonu üzerindeki intifasının 18.09.2010 tarihinde bitecek olması nedeniyle sözleşmenin bu tarihte hükümsüz hale geleceğinden davalının sözleşmeyi feshi haklı nedene dayandığından davacının cezai şart ve kâr mahrumiyeti talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.