Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/16514 E. 2014/1999 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16514
KARAR NO : 2014/1999
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2010/137-2013/215

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; dava dışı Denizbank A.Ş. ile davalı arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca davalıya taksitli traktör kredisi kullandırıldığını, müvekkili şirketin kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredi taksitlerinin asıl davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin 43.500,00 TL kredi borcunu ödeyerek banka alacağını temlik aldığını, söz konusu temlik alınan alacağın davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; kredi borcunun bir kısmının müvekkili tarafından bankaya ödendiğini, kredi borcunun bir kısmını ödeyememiş olmakla birlikte müvekkilinin krediden dolayı davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; … plaka no.lu 2007 model traktörün davacı tarafından davalıya satışının yapıldığı, davalının traktör bedeli için Denizbank A.Ş.’den 09/05/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 68.672,94 TL kredi kullandığı, krediye davacı şirketin de müşterek borçlu müteselsil kefil olarak kefalet ettiği, davacı tarafın kefalet ettiği krediden davalının ödeyemediği 43.500,00 TL’yi ödeyerek banka alacağını temlik aldığı, uyuşmazlığın traktörün davalı tarafından borcuna mahsuben davacı tarafa teslim edilmesi ve sonrasında satışı sebebiyle davalının borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, gerçekten dosyadaki 31/08/2009 tarihli traktör teslim tutanağına göre davaya konu traktörün davalı tarafından davacı şirket ortağı İ.. A..’a yediemin sıfatıyla teslim edildiği, 30/09/2009 tarihli noter araç satış sözleşmesine göre de davalıya vekaleten O. İ. tarafından 41.680,00 TL kasko bedeli ile E.A.’a satıldığı, alıcı E. A.’un da davacı şirket ortağı İ.. A..’un oğlu olduğu hususlarının dosya kapsamıyla sabit olduğu, buna göre traktörün davacıya teslim edildiği tarih itibariyle tespit ettirilen 41.680,00 TL bedelinin mahsup edilmesi sonucunda davalının davacıya 1.820,00 TL borcunun kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- 5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanununun (HUMK) 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19. maddesiyle HUMK’ya eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 1.820,00 TL’dir.
Davalı vekilince temyize konu edilen miktarın 1.820,00 TL olması nedeniyle 23/05/2013 tarihli karar davalı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da verilebileceği nazara alınarak davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı şirketin, davalının Denizbank’tan aldığı krediye müteselsil kefil olduğu ve borcun ödenmemesi üzerine bakiye 43.500,00 TL’lik kredi borcunu ödeyerek ödenen kısım yönünden rücuen tahsil talebinde bulunduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Davalı, savunmasında, dava konusu kredi ile satın alınan traktörü davacı şirketin ortağı olan İ.. A..’a yediemin sıfatıyla teslim ettiğini, daha sonra da İ.. A..’un oğlu E.A.’a noter sözleşmesi ile devrettiğini, traktörün adı geçene bedelsiz olarak devredilmesi suretiyle davacı şirkete olan borcun kapatılmış olduğunu, bu nedenle davacıya kefalet ilişkisinden dolayı herhangi bir borcunun kalmadığını belirtmiş, davacı ise noterde satışı yapılan traktörün bedelinin dava konusu alacaktan mahsup edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Bu durumda somut olay bakımından ispat külfeti davalıda olup davalı noter satış sözleşmesine konu olan traktörün bedelsiz olarak davacı şirketin talimatıyla ve şirketin rücu alacağına karşılık olarak dava dışı E. A.a devredilmiş olduğunu usulen kanıtlamak zorundadır. Dosyaya sunulan noter satış sözleşmesinde davalının dava konusu traktörün satış bedelini alıcı E. A.’dan nakden ve tamamen aldığını imzalı beyanı ile kabul ettiği görülmektedir.
Bu durumda mahkemece davalının, anılan noter satış sözleşmesinin aksi yöndeki savunmasını kanıtlamaya elverişli yazılı delil sunamadığı gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme hükmünün davalı yönünden kesin olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.