Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/16425 E. 2013/19713 K. 11.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16425
KARAR NO : 2013/19713
KARAR TARİHİ : 11.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de 18.06.2013 tarihli dilekçe ile duruşma isteminden vazgeçtiğini bildirmesi üzerine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacılar vekili; davalının müvekkilleri aleyhine başlattıkları icra takibine konu senetteki imzanın murislerine ait olmadığını, ciro zincirinin kopuk olduğunu belirterek takip konusu senet nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacılar murisinin davalıdan borç aldığını, karşılığında dava konusu senedi verdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece ceza yargılaması sırasında alınan kriminal ve adli tıp kurumu raporunun birbirini doğruladığı, senetteki imzanın muris …’a ait olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların takip konusu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, senet bedelinin %40’ı oranında tazminatın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu senetle ilgili … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/469 E. 2010/202 K. sayılı dosyası ile davalı … aleyhine resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açıldığı, yapılan ceza yargılaması sonunda davalı sanığın suçu sabit görülerek mahkumiyetine karar verildiği, kararın temyizi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve henüz dönmediği dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında dava konusu senetteki inkar edilen borçlu imzasına ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmamış, anılan ceza dosyasında alınan bilirkişi raporları hükme dayanak yapılmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, BK 53 “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretine haiz bulup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinden verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir….” maddesi (Türk Borçlar Kanunu m.74) kapsamında ceza davasında saptanacak maddi olaylar, hukuk hakimini bağlayacağından özellikle, dava konusu senetle ilgili … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/469 E. 2010/202 K. sayılı ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde, hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.