Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/15892 E. 2014/12248 K. 03.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15892
KARAR NO : 2014/12248
KARAR TARİHİ : 03.07.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 30. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2013
NUMARASI : 2011/238-2013/169

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davaya konu ariyet mallara ilişkin talep mahkemenin 2006/920 E. ve 2008/550 Karar sayılı ilam ile hüküm altına alınmış olmakla ve bozma dışında kalarak kesinleşmiş bulunmakla hüküm bu konuda yeniden hüküm tesisinde yer olmadığına, davacının kar tazminatına ilişkin olarak davasının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. H.. Ö.. A.. ile davalı şirket yetkili temsilcisi M.. A.. A.. ve vek. Av. M.. K..’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalı şirket yetkili temsilcisi ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Dava, bayilik sözleşmesine aykırılık nedeniyle ariyet olarak verilen demirbaşların iadesi, şimdilik 5000 USD kar kaybı ve 5.000 USD cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ariyet malların aynen iadesine, kanıtlanamayan sair istemlerin reddine dair verilen 14.10.2008 tarihli karar Dairemizce 15.02.2010 tarih 2009/3947 E, 2010/1523 K. sayılı ilam ile ”Davacı P.. Ofisi A.Ş. davalı ile aralarında imzalanmış bulunan Bayilik Sözleşmesi’nin asgari alıma ilişkin taahhüdünün ve izinsiz işletme devri yapılamayacağına dair sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini iddia ederek tazminat talep etmiştir. Davanın açıldığı tarih dikkate alındığında taraflar arasında imzalanan 09.06.1997 tarihli sözleşmenin sona ermesine 1 yıllık süre bulunmaktadır. Rekabet Kurulunun sözleşme sürelerinin 5 yıldan fazla olamayacağı, aksi takdirde muafiyetten yararlanamayacaklarına ilişkin kararları, sözleşmenin sona ermesine 5 yıldan az süre kaldığı için somut olayda ve dava konusu sözleşme yönünden uygulanamaz. Ayrıca fesih halinde kar mahrumiyeti ve cezai şart isteneceğine ilişkin sözleşmenin 9. maddesi hükmü üzerinde de durulup, yeterince tartışılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacının yukarıda açıklanan talepleri, davalının savunmaları ile sözleşmenin kar mahrumiyeti cezai şart ile ilgili hükümleri sözleşme kapsamında değerlendirilerek (gerektiğinde bilirkişi aracılığıyla) hasıl alacak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ile delillerin yorumunda hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davaya konu ariyet mallara ilişkin talep mahkememizin 2006/920 E. ve 2008/550 K. sayılı ilamı ile hüküm altına olmakta ve bozma dışında kalarak kesinleşmiş bulunmakla bu konuda yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, davacının fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 USD cezai şart, 5.000 USD yoksun kalınan kar tazminatı olmak üzere toplam 10.000 USD’nin 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince yürütülecek USD faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Taraflar arasındaki sözleşme bitiminin tarihine 1 yıl kala feshedilmiş olup, fesih tarihi ile sona erme tarihi arasındaki sürede mahrum kalınan kar hesaplattırılıp bu konuda bir karar verilmesi gerekirken fesih tarihinden önceki dönemleri de kapsayacak biçimde kar kaybı hesabı yaptırılarak yazılı şeklide hüküm kurulması taraflar arasındaki sözleşme hükmüne uygun düşmediğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.