Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/15871 E. 2013/19315 K. 04.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15871
KARAR NO : 2013/19315
KARAR TARİHİ : 04.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin nakit ihtiyacını karşılamak için ucuza çek kırdığını öğrendiği davalıya toplam 110.000 TL. Bedelli verilen 3 adet çek karşılığının alınmadığını, bu çeklerden 28.10.2010 keşide tarihli ve 30.000 TL. meblağlı çekin davalı tarafça bankaya ibraz edilerek tahsil edildiğini, toplam 80.000 TL. bedelli iki adet çekin ise davalı tarafından icra takiplerine konulduğunu ileri sürerek ödenen çek bedelinin tahsil tarihi olan 05.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan istirdadına, icra takiplerine konu edilen iki adet çek nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takiplerin iptaline, her bir takip yönünden %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin icra takibine koymuş olduğu 28.11.2010 keşide tarihli ve 30.000 TL. bedelli çek yönünden … 4. İcra hukuk Mahkemesi nezdinde 2011/173 E. sayılı davada 07.04.2011 tarihli celsede davacı-borçlu vekili Av. …’ın borcun aslına itiraz etmediğini beyan etmek suretiyle borcu ikrar ettiğini, bu durumun davacı aleyhine kesin delil teşkil ettiğini, çeklerin bedelsiz olduğunu iddia eden davacının bu iddiasını kesin delille ispat etmesi gerektiğini, bir ödeme aracı olan çekin bir borcun tediyesi için verildiğinin kabul edildiğini ileri sürerek davacının istirdat ve menfi tespit davasının reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre; dava konusu olayda, çekin ödeme vasıtası dışındaki bir nedenle verildiğini iddia eden davacının bu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiği, ancak davacı tarafından yazılı delil ibraz edilemediği, yemin hakkı hatırlatılan davacı taraf yemin teklif edeceklerini beyan etmiş ise de, ara kararında belirtilen süre içerisinde yemin davetiyesini davalı tarafa tebliğ ettirmediği, bu durum karşısında davacının yemin ile ilgili ara kararı gereğini yerine getirmemiş olduğunu kabul etmek gerektiği, bu kabul karşısında davacının davasını ispatlayamadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı icra inkar tazminatı talep ettiğinden %20 icra inkar tazminatının davacıdan alınıp, davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davalıya verilen 3 adet çekin bedelsiz kaldığı iddiasıyla menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı vekili 05.04.2012 tarihli delil listesinde 16 no’lu bentte açıkça yemin deliline dayanmış olmakla Mahkemece 26.04.2012 tarihli ara karar ile “..davacı tarafa iddiasını ispat etmek üzere yemin teklif edip etmeyecekleri konusunda mahkemeye yazılı beyanda bulunması için celse tarihi itibariyle 2 haftalık kesin süre verilmesine, yazılı beyanda bulunmazsa bu hususun yemin teklifinde bulunmayacakları olarak kabul edileceğine, yemin teklifinde bulunur iseler davalı tarafa yemin davetiyesi tebliğ ettirmelerine, davetiyeye yazılmasına gerekli gider ve masrafların davacı vekilince karşılanmasına” karar verilmiş, davacı vekilince 08.05.2012 tarihli dilekçesi ile delil listesinde yemin deliline de dayandıklarından yemin teklif edeceklerini, herhangi bir hak kaybına neden olmamak için ara karar gereğince gerekli gider ve masrafın dosyaya bırakıldığı belirtilmiş olup bu dilekçenin üzerine 1 adet tebligat pulu alındığına dair kalem personelince şerh düşülerek dilekçenin tebliğe çıktığı belirtilmiş, yemin davetiyesi yerine bu dilekçenin davalı vekiline 16.05.2012 tarihinde tebliğ edildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Bu durumda davacı vekilinin 08.05.2002 tarihli dilekçesi ile yemin teklif etme hakkını kullandığı, ancak kalem personeli tarafından yemin davetiyesi yerine beyan dilekçesinin tebliğe çıkarılıp yemin davetiyesinin sehven tebliğ edilmediği görülmüştür. O halde kalem personelince sehven tebliğe çıkarılmayan yemin davetiyesinin sonucunun davacıya yüklenilmesi doğru olmadığından hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçelerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.