Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/15739 E. 2013/19888 K. 16.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15739
KARAR NO : 2013/19888
KARAR TARİHİ : 16.12.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki birleştirilen alacak – itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili asıl davada; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 04.09.1996 tarihli acentelik sözleşmesi ile davalı şirketin müvekkilinin acentesi tayin edildiğini, diğer davalı ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla da aynı tarihli taahhütname ve cari hesap sözleşmesi imzalandığını, davalı acentenin acentelik sözleşmesinin 18.ve 19. maddelerine aykırı olarak yaptığı prim tahsilatlarını müvekkiline iletmemesi üzerine … 5. Noterliği’nin 26.04.2002 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiği ve cari hesap alacağının ödenmesi ihtar edildiği halde davalı şirketin müvekkilinin cari hesap alacağını ödemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 238.101.035.146 TL cari hesap alacağının ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen dava dosyasında ise; müvekkili şirketin aynı tarihli acentelik sözleşmesinden doğan cari hesap alacağının tahsili için başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili asıl davada; müvekkili şirketin çalışanı … tarafından müvekkili acentenin ve davacı şirketin mevcudunu zimmetine geçirdiğini, tarafların anlaşması ile acentenin yaptığı tüm tahsilatların 01.01.2001 tarihinden 24.10.2002 tarihine kadar davacı şirkete ödendiğini, sözleşmenin müvekkili acentenin yetkilisi … ile davacı şirketin genel müdürü ile … Bölge müdürü ve müdür yardımcısı arasında doğan kişisel uyuşmazlıklardan ötürü sona erdirildiğini, 01.01.2001 tarihinden sonra müvekkili şirket tarafından tahsil edilip davacıya ödenmeyen muaccel olan poliçelerden kaynaklanan bir alacağı bulunmadığını, davacının cari hesap alacağının dayanağını göstermediğini, davacının alacağının hangi poliçelere dayandığını göstermekle yükümlü olduğunu, birleşen dava dosyasında ise; takip tarihi itibariyle davacının iddia ettiği gibi muaccel prim alacağı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 26.maddesinde davacı defterlerinin ihtilaf halinde delil olarak kabul edileceğinin kararlaştırıldığı ancak yapılan anlaşma hükmü gereğince taraflardan birisinin defterlerinin delil olarak kabul edilebilmesi için bu defterlerin usulüne uygun düzenlenmiş olması ve gerçeği yansıtmasının zorunlu olduğu, alınan tüm bilirkişi raporlarında davacı defter kayıtlarında bazı kayıtların dayanaklarının bulunmadığı ve tek taraflı olarak davacı tarafından tutulduğu, tutuluş nedeninin haklı bir nedene dayandığının belgesinin ibraz edilmediğinin tespit edildiği, davalı tarafça klasörlerle belgeler ve ödeme belgeleri ibraz edilmiş olup bu belge içeriklerinin aksinin davacı tarafça gerekçeli olarak ortaya konulamadığı, dosya kapsamına göre, davacı ile hem asıl hem birleşik dosya davalılarından … Sigorta…Ltd.Şti. Arasında sigorta acenteliğine dayalı akdi ilişkinin feshi sonucunda davacının, davalı acenteden alacağının 41.294 TL alacaklı olduğu anlaşılmış olup acente olan şirketin bu tutarın tamamından sorumlu bulunduğu, temerrüt tarihi olan 10.05.2002 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte bu davalıdan tahsilinin gerektiği, yine açıklanan nedenlerle asıl dosya davalısı …’un imzaladığı belge nedeniyle ve aynı zamanda 3. Şahsın fiilini taahhüt etmiş olması sıfatıyla saptanan bu asıl alacak tutarından dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile tahsilinin gerektiği, birleşen dava dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe davalıların tümü ile itirazının haksız ve yersiz bulunduğu, teminat ipoteği bulunması ve ipoteğin üst sınır ipoteği olması nedeniyle ana alacak ve işlemiş faiz toplamı olarak 50.000 TL üzerinden davanın açıklandığı şekilde kabulünün gerektiği ve takip talepnamesinde dile getirilen istem doğrultusunda işlemiş faiz uygulanmasının gerektiği, alacak likit olup borçlu tarafından bilinebilecek olduğundan hükmolunan tutarın takdiren % 40′ ı üzerinden icra inkar tazminatının da tahsiline tahsilde tekerrür etmemek koşulu ile karar verilmesi, asıl davada fazlaya ilişkin istemlerin ise reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davada; davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür etmemek koşulu ile; 41.294 TL davacı alacağının, davalı şirket yönünden temerrüt tarihi olan 10.05.2002 tarihinden itibaren davalı … yönünden ise dava tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda reeskont faizi ile birlikte alınarak, davacıya verilmesine. davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, birleşen dava dosyası yönünden; davanın kabulü ile; tahsilde tekerrür etmemek koşulu ile davalıların icra takip dosyasında takibe itirazlarının iptali ile takibin 41.294 TL asıl alacak 8.706 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.000 TL üzerinden ve alacak tutarına icra takip tarihinden itibaren % 80 faiz uygulanmak suretiyle takip talepnamesi doğrultusunda tahsili amacıyla sürdürülmesine, hükmolunan tutarın takdiren % 40’ı olan 20.000 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Asıl dava, taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesi ve taahhütname ve cari hesap sözleşmesi kapsamında davacı … şirketinin davalı acenteden olan cari hesap alacağının tahsili için açılan alacak istemine ilişkin olup birleşen dava ise; bu cari hesap alacağı teminat altına almak amacıyla verilen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için 3 kök, 4 ek bilirkişi heyet raporları alınmıştır. Davalılar vekili, 06.11.2007 tarihli beyan dilekçesinde 1. kök rapora ait 11.12.2006 tarihli 2. ek bilirkişi heyet raporunda saptanan 41.294 TL. asıl alacak tutarını kabul ettiğini beyan etmiş, daha sonra 2. bilirkişi heyeti tarafından sunulan 27.08.2008 tarihli kök rapora karşı 06.11.2008 günlü duruşmada acente borcunun poliçe üretiminden dolayı 42.766,45 YTL borçlu olduğuna yönelik bilirkişi raporundaki tespiti kabul ettiklerini ifade etmiştir. Mahkemece, davalılar vekilinin duruşmadaki bu kabul beyanı gözden kaçırılarak 06.11.2007 tarihli dilekçesindeki beyanı doğrultusunda 41.294,00 TL. üzerinden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi hüküm altına alınan miktara denk düşen harçtan davalıların sorumlu olacağı gözetilip davacı yanca yatırılan harcın iadesine, bu miktarın davalılardan tahsiline yönünde hüküm kurulması gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.