Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/15629 E. 2013/19699 K. 11.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15629
KARAR NO : 2013/19699
KARAR TARİHİ : 11.12.2013

Davacı … vek. Av. … ile davalılar 1- … vek. Av. … 2- … vek. Av. … arasında görülen dava hakkında … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.06.2012 gün ve 2010/49 E. – 2012/330 K. Sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 15.07.2013 gün ve 2013/7918 E. – 2013/12851 K. Sayılı ilamına karşı davacı ve davalılardan … vekilleri tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Mahkemece asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 15.07.2013 günlü kararıyla onanmış olup, bu karara karşı davacı vekilinin ve davalı … vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine yeniden yapılan inceleme sonunda;
1- Davacı vekilinin asıl davaya yönelik karar düzeltme istemi incelendiğinde,
5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK’un 440/3-I maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2012 yılı için 10.300 TL’dir.
Davacı vekili, asıl davada toplam 39.545,29 TL’nin davalıdan rücuen tazmini isteminde bulunmuş, mahkemece 20.06.2012 gününde 37.500 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen onama kararına karşı davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
HUMK’un değişik 440/III-1.maddesindeki karar düzeltme ile ilgili parasal sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamaz.
Bu nedenlerle davacı vekilince reddedilen 2.045,29 TL.ye yönelik ilâm ile ilgili karar düzeltme isteminin reddi gerekmektedir.
2- Davacı vekilinin birleşen davaya yönelik karar düzeltme istemine gelince;
Davacı yan, davalı … ile birlikte İş Finansal Kiralama Sözleşmesi, İş Bankası Genel Kredi Sözleşmesi ve Ak Finansal Kiralama Sözleşmesinde müteselsil kefil olduklarını, anılan sözleşmelerden kaynaklanan kredi ve kira borcunun kefil sıfatıyla ödendiğini, davalı kefile hissesi oranında rücu edildiğini belirterek toplam 28.455 TL.nin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı yan ise, asıl borçlu şirketin ortaklığından ayrıldığını, bu itibarla kredi ve kira borçlarından sorumluluğunun bulunmadığını bildirmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu İş Bankası Genel Kredi Sözleşmesinde kefalet limiti yazılı olmadığından davalının kefaletinin geçersiz olduğu, davacının anılan kredi sözleşmesi nedeniyle İş Bankasına ödediği miktardan davalının payına düşen kısmı davalıdan talep edemeyeceği gerekçesiyle bu miktar düşülerek bakiye 13.849,63 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyada yer alan ve birleşen dava konusu olan 14.06.2005 tarihli İş Bankası Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde, 60.000 TL. limitli, asıl borçlu … Tıp Merkezi, müteselsil kefiller dava dışı … ve … olduğu, bila tarihli sözleşme limitinin artırılmasında müteselsil kefiller dava dışı … ile davacı …, bila tarihli sözleşme limitinin artırılmasında müteselsil kefil davalı … olup, davalı kefilin imzasının yer aldığı limit artırım sayfasında kefil olunan miktar ayrıca yazılmamıştır. Limit artırım sözleşmeleri asıl sözleşmenin ayrılmaz parçasıdır. Sözleşme içeriğinden davalı kefilin sorumlu tutulabileceği limit (sözleşmenin asıl limiti olan 60.000 TL.) anlaşılabildiğinden, davalı kefilin imzasının yer aldığı sayfada ayrıca kefalet limitinin yazılı olmaması kefalet sözleşmesinin geçersizliği sonucunu doğurmayacaktır. Kefil olan davalı kefalet limiti olan sözleşme limiti Dahilinde ödenmeyen borçtan ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumludur. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, davalı kefilin, İş Bankası Genel Kredi Sözleşmesi’ndeki kefaleti geçerli olduğundan, bu kredi nedeniyle davacı kefilin ödediği borç miktarından davalı kefilin kendi hissesine düşen miktarda sorumlu olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı ve yanılgılı gerekçeyle davanın kısmen reddi isabetsiz olup hükmün bu sebeple bozulması gerekirken dairemiz ilamında belirtilen gerekçe ile onandığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
3- Davalı … vekilinin asıl davaya yönelik karar düzeltme istemi incelenmesiyle;
Davacı yan, davalı … ile birlikte … T.A.Ş. İle yapılan 0011381767 sayılı ticari kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olduklarını, anılan sözleşmeden kaynaklanan kredi borcunun kefil sıfatıyla ödendiğini, davalı kefile hissesi oranında rücu edildiğini belirterek toplam 39..545,29 TL.nin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı yan ise, 16.06.2005 tarihli kredi sözleşmesini dava dışı asıl borçlu şirketi temsilen imzaladığını, davacının asıl borçlu adına yaptığı ödeme için davalıya rücu edemeyeceğini bildirmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda 16.06.2005 tarihli genel kredi sözleşmesinin limitinin 150.000 TL. olup, davalının hissesine düşen miktarın 37.500 TL. olduğu gerekçesiyle bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyada yer alan 16.06.2005 tarihli … T.A.Ş. Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde, 150.000 TL. limitli, asıl borçlu … Hayat Tıp Merkezi, müteselsil kefil davalı … olup, davacı …’ın ise herhangi bir kefaleti yoktur.. Dosyada yer alan bir başka kredi sözleşmesi incelendiğinde ise, bu sözleşme 19.01.2006 tarihli … T.A.Ş. Genel Kredi Sözleşmesi olup, 750.000 TL. limitli, asıl borçlu … Hayat Tıp Merkezi, müteselsil kefil davacı … olup, davalı … Dağlıoğlunun ise herhangi bir kefaleti yoktur. Bu belirleme karşısında davacı ile davalının ayrı ayrı genel kredi sözleşmelerinde kefaletleri söz konusu olup birlikte kefil oldukları bir kredi sözleşmesi bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde, davaya dayanak kredi sözleşmesinin 16.06.2005 tarihli mi yoksa 19.01.2006 tarihli kredi sözleşmesi mi olduğu hususunda bir açıklık olmayıp sadece 0011381767 sayılı kredi denilmiş, yapılan ödemeye dair 10.10.2007 tarihli … dekontunda da müşteri no kısmında aynı sayıya yer verilmiştir. Dosyada yer alan kredi sözleşmelerinden ise kredi sözleşme sayıları anlaşılamamaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, mahkemece yapılacak iş, davacı yanın davasına dayanak yaptığı 0011381767 sayılı kredi sözleşmesi … T.A.Ş.’den getirtilerek, bu sözleşmenin 19.01.2006 tarihli genel kredi sözleşmesi olduğunun tespiti halinde, anılan sözleşmede davalının kefaleti bulunmadığından davacının kefil olarak ödediği bedel için davacıya rücu edemeyeceği, 16.06.2005 tarihli genel kredi sözleşmesi olduğunun tespiti halinde ise anılan sözleşmede davacının kefaleti bulunmadığından, bu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcu ödemesi halinde davacının kredi alacaklısı bankanın halefi sayılamayacağı ve davalı kefile ödediği bedel için rücu edemeyeceği hususları gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı ve yanılgılı gerekçeyle davanın kısmen kabulü isabetsiz olup hükmün bu sebeple bozulması gerekirken Dairemiz ilamında belirtilen gerekçe ile onandığı anlaşıldığından davalı … vekilinin de açıklanan yönlere ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davaya yönelik karar düzeltme isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin birleşen davaya yönelik karar düzeltme isteminin kabulüne, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …’nun asıl davaya yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 15.07.2013 gün 2013/7918 Esas, 2013/12851 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, evvelce alınan onama harçları ile peşin harcın istek halinde iadesine, 11.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.