Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/15593 E. 2013/19698 K. 11.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15593
KARAR NO : 2013/19698
KARAR TARİHİ : 11.12.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacılar vekili; müvekkili …’un diğer müvekkilinden satın aldığı mala karşılık çek düzenleyip verdiğini, çekin cirosuz olarak kaybedilmesi üzerine açılan davada çekin iptaline karar verildiğini, davalının anılan çeke dayalı olarak müvekkilleri aleyhine icra takibi başlattığını, çekteki cironun sahte olduğunu ve keşide tarihinde tahrifat yapıldığını belirterek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile dava konusu çekteki 1. ciro imzasının davacı şirketin yetkilisi eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, sahte ciro ile ciro silsilesinin bozulduğu, davalının çekte tahrifat yapılmış olması nedeniyle müracaat hakkının bulunmadığı, çekin 15.12.2006 tarihinde bankaya ibraz edildiğinin iptal davasına konu olduğunun ve ödeme yasağı bulunduğunun çek arkasına şerh edildiği davalının iyiniyetli olması halinde ibraz tarihinde derdest olan çek iptal dava dosyasına çeki tevdi ederek bedelinin ödenmesini talep etmesi gerektiği, davalının çek bedelini tahsil edemediği ve davacının mağdur olmadığı, davalının tazminatla sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, tarafları bağlayacak şekilde çekin iptaline, davacıların tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı yan, davacı …’un keşide ettiği çeki diğer davacıya teslim ettiğini, çekin diğer davacı elinde iken cirosuz olarak kaybedildiğini, çekteki cironun sahte olduğunu belirterek çek nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespitini talep etmiş, davalı yan ise iyiniyetli hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Dava konusu çek davacı keşideci … tarafından diğer davacı … Enerji A.Ş. namına keşide edilip, davacı lehtar … Enerji A.Ş. cirosu, dava dışı 3. kişilere ait 3 ayrı cirodan sonra davalı hamil eline geçmiş ve davalı hamil tarafından iş bu çeke dayalı olarak davacılar ve dava dışı cirantalar aleyhine takip başlatılmıştır.
Davaya konu çekin lehdarı olan davacı … Enerji şirketi çekin arkasındaki cirosunun sahte olduğunu beyan etmiştir. Bu durumda davacı lehtar … Enerji şirketinin davaya konu çekten dolayı sorumlu tutulması mümkün olmasa bile, TTK.’nun 589. maddesinde düzenlenen imzaların istiklali ilkesi gereğince çekin keşidecisi olan ve imzası hakkında tartışma olmayan davacı …’un davaya konu çekten dolayı mahkemece sorumlu tutulmaması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.12.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY YAZISI –

Davaya konu olan çekte davacılardan … keşideci, diğer davacı … Enerji A.Ş. lehtar konumundadır. Davacılar, çekteki ciro imzasının lehtara ait olmadığını, cironun şirket yetkilisine ait olmadığını, çekin cirosuz olarak kaybedildiğini, ciro imzasının sahte olduğunu, keşide tarihinde de tahrifat yapıldığını, davanın yetkili hamil olmadığını ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuşlardır.
Mahkemece yapılan inceleme sonucunda dava konusu çekteki ciro imzasının lehtar … Enerji A.Ş.’ye ait olmadığı tespit edilmiştir.
TTK’nun 702.maddesine göre cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Ciroların birbirine bağlı olması ilk cironun lehtar, sonraki ciroların ise önceki ciroda kendisine ciro edilen tarafından yapılmasıdır. Davalının çeki lehtar … Enerji A.Ş.’den almadığı, imza incelemesi sonucu saptanmıştır. Bu durumda davalı yetkili hamil olarak kabul edilemez(HGK 31.01.1990, 12-599/26). Ayrıca ciranta tarafından yapılan ciro imzası sahte olduğundan olayda imzaların istiklali prensibi de uygulama yeri bulmaz. Sahtecilik iddiası herkese karşı ileri sürülebilir. İmzalar arasında muntazam teselsül bulunmadığını bilerek ödeme yapan keşideci lehtara karşı olan sorumluluğundan kurtulamaz. Yetkili olmayan hamile ödeme yapan keşideci lehtara tekrar ödeme yapmak zorunda kalabileceğinden hamile ödeme yapmama hakkına sahip olduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda davalı yetkili hamil olmayacağından çekten dolayı keşideci … davalıya karşı borçlu olarak kabul edilemez. Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın onanması gerektiği görüşündeyiz. Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin görüşüne iştirak edemiyoruz.