Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/15502 E. 2013/19252 K. 03.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15502
KARAR NO : 2013/19252
KARAR TARİHİ : 03.12.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete çeşitli tarihlerde ürün sattığını, ürünlerin davalıya zamanında teslim edilmesine rağmen karşılığında düzenlenen faturaların bedellerinin ödenmediğini, bu nedenle davalı hakkında … 2. İcra Müdürlüğü’ nün 2011/5285 sayılı dosyasından icra takibi yaptıklarını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında hiçbir ticari münasebetin olmadığını, ticari ilişkinin davadışı … Yapı San.Tur. ve Tic.Ltd. Şti. ile yapılmış olduğunu, müvekkilinin Libya’ da kurup tescil ettirdiği … İnş.A.Ş …’ ın Libya’ daki bir hastane tamir işini üstlendiğini, bu işin bir kısmının davadışı … Yapı San.Tur. ve Tic.Ltd. Şti.’ ne taşeron sıfatıyla devredildiğini, bu firmanın işi malzemeli yapmayı üstlendiğini, dolayısıyla davacının talebine konu malzemelerin de bu şirketin yapmayı üstlendiği işe ilişkin olduğunu, davacının bizzat müvekkiline mal satıp teslim etmiş olmadığını, davacının bu şirkete hitaben 21.12.2010 tarihli yazısında fatura konusu tüm malzemelerin davadışı bu şirket tarafından sipariş edildiğini, … Şubesinin aracı olarak gösterildiğinin açıkça görüldüğü, fatura bedellerinin her halükarda sözkonusu davadışı firma üzerinden ödendiğinin Libya’ daki personel tarafından şifahen bildirildiğini, müvekkili şirket kayıtlarında olmayan faturaların Libya’ daki … İnş.A.Ş. …’ ın kayıtlarında olup olmadığını Libya’ daki iç savaş nedeniyle kayıtlara ulaşamadıklarından bilemediklerini belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında Libya’da yapılacak olan hastane tamir ve yenileme işlerinin yapımı hususunda davacının, davalıya bağlı işlemlerin davadışı … Yapı Ltd. Şti tarafından taşeron sıfatı ile yaptığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın düzenlenen sözleşmeye bağlı malzemelerin faturalarının davalıya yöneltilip yöneltilemeyeceği hususunda toplandığı, denetime elverişli bilirkişi raporlarıyla taraflar arasında onaylı herhangi bir sipariş teklif formu veya akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığı, tarafların birbirine keşide ettiği herhangi bir ihtarname bulunmadığı davacı defterlerinin usule uygun olmadığı, davalı defterlerinde davacıya veya dava konusu faturalara ait bir kayda rastlanılmadığı, bu nedenlerle davacının davalıdan alacağının bulunmadığı kanaatine varıldığı belirtilerek, davanın reddine ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı taraf, davacıyla aralarında ticari ilişki bulunmadığını, ticari ilişkinin davacı ile davadışı taşeron … Yapı San.Tur. ve Tic.Ltd. Şti. arasında olduğunu savunmuş ve mahkemece bu savunmaya itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, dava konusu faturalar davalı adına kesilmiş ve fatura konusu mallarla gümrük belgelerini … isimli kişi, davalı kaşesini vurarak teslim alan sıfatıyla imzalamıştır. Bu durumda mahkemece gümrük belgelerinde şirket kaşesi üzerinde teslim alan imzası bulunan bu şahsın davalı çalışanı olup olmadığı yeterince araştırılarak, gerektiğinde davalı şirket ile davadışı yukarıda ünvanı yazılı taşeron şirket arasındaki sözleşmede davalıya yüklenen yükümlülükler gözetilmek suretiyle ve ayrıca davalı şirket vekilinin temyize cevap dilekçesinde belirtilen “davacının davadışı taşeron şirkete hitaben yazdığı 21.12.2010 tarihli bilgilendirme yazısında davalı şirketin isminin geçmesinin ve faturaların davalı şirket adına düzenlenmesinin sebebinin davadışı şirketin resmi kaydı olmamasından kaynaklandığı” yolundaki beyanları da dikkate alınarak, konusunda uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılıp ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra deliller hepbirlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.