Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/15392 E. 2014/1287 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15392
KARAR NO : 2014/1287
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2011/495-2013/128
DAVACI : M.. A.. vek. Av. İ.. T..
DAVALI : F.. A..
vek. Av. E.. Y..
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı ve davacı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. İ.. T.. ile davalı vek. Av. E.. Y..’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinelenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin yüklendiği inşaat işinde kullanmak üzere davalıdan 15.000 adet Epoxelle 345 MG isminde malzeme satın aldığını ve müvekkilinin davalıdan satın aldığı malzemelerden 5064 adetinin bozuk çıktığını, davalının bu ürünleri iade alacağını kabul etmesi üzerine bozuk malların davalıya geri gönderildiğini, ancak davalının bu malların yerine göndermeyi taahhüt ettiği yeni mallardan ancak (888) tane gönderdiğini, müvekkili tarafından alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine Konya 10. İcra Müdürlüğü’nün 2009/7201 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek gönderilmeyen mallar tutarı olan 31.537,06 TL ana para ve ferilerine yönelik davalının itirazının iptali ile müvekkili lehine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28/11/2011 tarihli dilekçesinde bozma öncesi mahkemece verilen karar uyarınca, yetkili icra dairesi olduğu bildirilen Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’ne icra dosyasının gönderildiğini ve icra dosyasının Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2011/456 E. sırasında kaydedildiğini, davalının bu dosyadan gönderilen ödeme emrine de aynı itirazlarda bulunduğunu ve takibin durduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin ve işlemlerin Kemalpaşa’da yapıldığını, bu nedenle yetkili icra dairesinin Kemalpaşa veya şirket merkezinin bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin olduğunu, ayrıca yetkili mahkemelerin de bu yer mahkemeleri olduğunu, malzemelerin davacı yanca iyi muhafaza edilmediği için bozulduğunu, müvekkilinin ticari iyiniyet ölçüleri içerisinde bozulan malların yenileri ile değiştirilmesi önerisini kabul ettiğini, ancak aynı durumun yaşanmaması için malzemelerin peyderpey gönderilmesinin taraflarca kararlaştırıldığını, davacının 4 parti gönderilen malı kabul ettiğini, ancak gönderilen 5. parti malı teslim almaktan kaçınarak temerrüde düştüğünü bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre; davanın ilk açıldığı Konya 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.09.2009 gün, 2009/543-204 sayılı kararı ile HUMK.nun 9.maddesi uyarınca davaya bakma yetkisinin Kemalpaşa Mahkemesine ait olması nedeni ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş, bu karar üzerine dosyanın geldiği Kemalpaşa 2.Asliye Hukuk Mahkemesi ise 12.11.2009 gün, 2009/371-342 sayılı kararı ile Kemalpaşa ilçesinin 5216 sayılı karar uyarınca Büyükşehir Belediye sınırları içine alındığı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 gün 188 sayılı kararının 11.maddesine göre mahkemenin Ticaret Mahkemesi sıfatı ile davalara bakma yetkisinin kaldırılıp, bu yetkinin İzmir Ticaret Mahkemelerine verildiği gerekçesi ile dosyanın İzmir Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, bu karar üzerine dosyanın geldiği İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi ise, dava konusu takibin Konya İcra Dairelerinde yapıldığı, yetkisiz icra dairesinde yapılmış bir takip nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 30/06/2011 tarih 2011/8567 E. 2011/8806 K. sayılı kararı ile “İcra takibine borçlu tarafından yapılan yetki itirazında şayet birden fazla icra dairesinin yetkili olduğu ileri sürülmüş ise İİK.’nun 50 ve HUMK.nun 23 maddeleri uyarınca geçerli bir yetki itirazından bahsedilemez. Somut olayda da davalı borçlu şirket vekili yetkili icra dairesi olarak hem Kemalpaşa hem de Ankara İcra Dairelerini gösterdiği için geçerli bir yetki itizarı bulunmadığından, mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde icra dairesinin yetkisine itirazın geçerli bir itiraz olduğu kabul edilip, usul yönünden davanın reddinde isabet görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacı yanca 11/11/2008 tarihinde ayıp ihbarında bulunulduğu, davalının ise 19/11/2008 tarihli yazı ile bütün arızalı ürünlerin iadesini talep ederek, iade alınan ürünün miktarı kadar 5 gün içinde başlamak suretiyle yeni ürün teslim edileceğinin kabul ve taahhüt ettiği, davalının taahhüdü doğrultusunda 4 parti halinde toplam 888 yeni malzemeyi gönderdiği ve davacının da bu malzemeleri teslim aldığı, ancak kalan malların teslimi konusunda muayyen ve kesin bir vade söz konusu olmadığından, davacının davalıyı BK 101/1 madde de öngörüldüğü şekilde davalıyı temerrüde düşürdüğü ve davacının teslim almadığı mallar için yaptığı ödemenin iadesi isteminin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; davalının Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2011/456 E. sayılı dosyasındaki alacağın 31.537,06 TL kısmına itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, hüküm olunan alacağa takip tarihinden itibaren % 7 oranını aşmamak üzere Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için belirlediği değişen oranlardaki temerrüt faizi uygulanmasına, alacağın %40’ı oranında 12.615,00 TL inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya 10. İcra Müdürlüğü’nün 2009/7201 E. sayılı dosyası üzerinden girişilen ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Davanın konusunu oluşturan icra takibine borçlu şirket, yetki ve borç yönünden itirazda bulunmuştur. Ancak alacaklı vekili, dava açıldıktan sonra davalı borçlu vekilinin icra dairesinin yetkisine yönelik itirazını kabul ettiklerini bildirerek icra dosyasının yetkili olduğu taraflarca kabul edilen Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesini istediklerini bildirmiş, Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2011/456 E. sayılı dosyası üzerinden borçlu şirkete yeniden ödeme emri çıkartılmış ve bu ödeme emrine de süresinde itiraz edilmesi üzerine, davacı vekili Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2011/456 E. sayılı icra takibine yönelik itirazın iptali şeklinde davanın görülmesini istemiştir.
İtirazın iptali davasının koşullarından biri yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibi yapılmasıdır. Somut olayda davanın konusunu oluşturan Konya 10. İcra Müdürlüğü’nün 2009/7201 E. sayılı icra takibinin yapıldığı yerin, yani Konya İcra Dairesi’nin yetkisiz olduğu taraflarca kabul edilmiştir. Bu durumda dava tarihinden sonra davacı vekili tarafından yetki itirazı kabul edilerek icra dosyasının Kemalpaşa’ya gönderilmesi suretiyle Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2011/456 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine itiraz üzerine iş bu dosya üzerinden itirazın iptaline karar verilmesinin talep edilmesi mümkün olmayıp, davanın dava koşullarından biri gerçekleşmemiştir. Dava koşulu bulunmayan bir davanın usulden reddi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin işin esasına girilerek karar verilmesi nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı lehine 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin harcın iadesine, 16.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.