Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/14862 E. 2013/19238 K. 03.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14862
KARAR NO : 2013/19238
KARAR TARİHİ : 03.12.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı şirket temsilcisi … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalının müvekkilinden mal alıp bedelini ödemediğini, bu nedenle davalı hakkında … 11. İcra Müdürlüğü’ nün 2011/1387 sayılı dosyasından icra takibi yaptıklarını, ancak davalının kötüniyetle takibe itiraz ettiğini, alacaklarının defter kayıtlarıyla sabit olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %100 icra inkar tazminatına kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, müvekkili firmanın davacı firmaya gerek takip ve gerekse de dava tarihi itibariyle hiçbir borcunun olmadığını, müvekkili defterlerinin de bunu doğruladığını beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine ve imzalara herhangi bir itirazın olmadığı, davacının usule uygun tutulmayan defterlerine göre davalıdan 22.996,94-TL alacaklı olduğu, davalı tarafa defterlerini ibraz etmesi için ihtaratlı tebligatlar çıkarılmasına rağmen davalı defterlerinin dosyaya sunulmadığı, tüm dosya kapsamına göre davacının takipte haklı olduğu, bilirkişi raporuna göre davalıdan cari hesaba dayalı olarak 22.996,94-TL alacaklı bulunduğu belirtilerek, davanın kabulüne, alacak miktarı yargılamayı gerektirdiğinden davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı şirket yetkilisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı, davacıya hiçbir borcu bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece davacının usulüne uygun tutulmadığı bilirkişi raporuyla saptanan defterlerine dayanılarak hüküm kurulması isabetsizdir. Zira, kapanış tasdiki bulunmayan davacının ticari defterlerinin lehe delil olarak kabulü doğru değildir. Davacı, davalıya mal satıp teslim ettiğini usulen kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı defterlerinin incelenmesi yönünden defterlerin sunulması için davalıya süre verilmiş, davalı ticari defterlerinin Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi’ nde bulunduğundan teslim edemediğini bildirmiştir. Her ne kadar anılan mahkemece defterlerin davalıya iade edildiği gerekçe gösterilerek hüküm oluşturulmuş ise de, davalının ticari defterlerinin davalıya iade edilip teslim edildiğine dair dosyada herhangi bir teslim belgesine rastlanmamıştır. Bu durumda mahkemece belirtilen bu yönler üzerinde durulup ayrıntılı araştırma ve inceleme ile, gerektiğinde yeniden bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket yetkilisinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.