Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/14687 E. 2013/19616 K. 10.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14687
KARAR NO : 2013/19616
KARAR TARİHİ : 10.12.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı yetkili temsilcisi … ve vek. Av. … gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili müvekkili şirketin dava dışı … Ltd. Şirketinden olan faturalı alacağına karşılık 05.09.2011 keşide tarihli 22.500 TL bedelli çekin alındığını, davacının bu çeki borçlu olduğu dava dışı … Duş Kabin Pazarlama …’a kargo aracılığıyla 03.08.2011 tarihinde gönderdiğini kargodan çekin çıkmaması üzerine dava dışı …’ın çek bedelini nakit olarak istediğini ve bu kişinin çek iptali davası açtığını, müvekkili şirkete hacze gelindiğinde çekin davalı şirketçe takibe konulduğunu öğrendiğini, çekte müvekkilinin cirosundan sonra … Proje Makine Ltd. Şirketinin cirosunun bulunduğunu, bu şirket ile ticari ilişkileri olmadığını ileri sürerek takibe konu edilen çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile çek keşidecisi tarafından icra dosyasına yatırılan paranın faizi ile istirdadı ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, çekte davacının hamillik sıfatının kalmadığını, aktif husumet ehliyeti bulunmadığını müvekkili şirketin, mevzuata göre gerekli incelemeyi yaparak alacağı temlik aldığını, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları, faturalar ve çek karşısında davacının kendi aleyhine delil olan defterinde dava konusu çekin kayıtlı olmadığı, davacının 22.500 TL’lik çeki dava dışı …’a borç ödemek için ciro edildiğini ispatlayamadığı, davalı şirketin factoring sözleşmesi kapsamında dava dışı … şirketi tarafından düzenlenen faturaya istinaden dava konusu çekin temlik alındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık somut olayda davalı factoring şirketine temlik edilen alacağın bir mal veya hizmet satışından doğup doğmadığı, dosyaya sunulan faturanın gerçek bir alım-satım işleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve dolayısıyla davalı ile dava dışı … Ltd. Şti. arasındaki factoring işleminin uyuşmazlık tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gereken 10.10.2006 tarih ve 26315 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Finansal Kiralama, Factoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik’in 22/2 maddesine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Zira, davacı taraf, dava dışı … Limited Şirketi ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davalı tarafça dosyaya sunulan fatura örneğinin sahte olduğunu ve ortada geçerli bir factoring ilişkisi olmadığını iddia etmiştir.
Yukarıda sözü edilen Yönetmelik’in 22/2 maddesi uyarınca, Factoring Şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler” görüldüğü gibi, anılan Yönetmelik hükmü karşısında bir alacağın factoring sözleşmesine konu olabilmesi için mutlaka bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak olduğunun fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir. Aksi taktirde yani bir mal veya hizmet satışından doğduğu belgelenemeyen bir alacak kambiyo senetlerine dayalı olsa bile factoring sözleşmesine konu edilemez. İşte alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu tevsik edecek olan fatura veya benzeri belgelerin gerçeği yansıtan ve hukuk kurallarına uygun düzenlenmiş belgeler olması gerekmektedir. Sahte fatura veya benzeri belgelere dayanılarak, factoring sözleşmesi çerçevesinde alacak temliki mümkün değildir. Nitekim BBDK’nun 08.07.2010 tarih B.02.01.BBDK 0.12.00.00-134-2 sayılı genelgesinde de sahte fatura ile ilgili tespitlerde bulunulduğu belirtilerek söz konusu sorunların giderilebilmesi ve herhangi bir mevzuat aykırılığına mahal verilmemesi için; “Factoring işlemine konu ticari alacak ve faturanın veya benzeri belgelerin sahte olup olmadığının tespitinin, factoring şirketlerinin sorumluluğunda bulunduğu, bu itibarla factoring şirketlerinin fatura veya benzeri belgelerin doğruluğuna ve gerçekliğine ilişkin yapmış oldukları inceleme, araştırma ve soruşturma sonuçlarını, gerektiğinde kurumun denetleme elemanlarınca yapılacak denetimlerde tevsik edecek şekilde saklamak zorunda oldukları, bu çerçevede gerçek bir mal veya hizmet satışından kaynaklanmayan veya gerçek bir fatura veya benzeri belgeye dayanmayan factoring işlemlerinin tespit edilmesi durumunda öncelikle factoring şirketlerinin sorumluluğuna gidilerek yönetmeliğin 22/2 maddesi çerçevesinde işlem tesis edileceği” hususlarına değinilmiştir.
Bu durumda mahkemece uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözümlenebilmesi için, davacı tarafın sahte fatura iddiası üzerinde durularak, davalı factoring şirketinin dayandığı faturanın sahte olup olmadığı yönü üzerinde ayrıntılı araştırma ve inceleme yapılıp gerektiğinde faturayı kesen dava dışı … Ltd. Şirketinin kayıtları incelenip, faturaya ait dipkoçanları fatura seri numaraları ve tarihleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle deliller eksiksiz olarak toplanıp hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan 990 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.