Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/14683 E. 2013/19265 K. 03.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14683
KARAR NO : 2013/19265
KARAR TARİHİ : 03.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkiline ait çeklerin trafik kazası sırasında kaybolmuş veya çalınmış olduğunu, çek iptali kararı alındığını, davalının çeke dayalı icra takibi yaptığını, çekin davalıya veya çekte cirosu olan şirkete verilmediğini, taraflar arasında alacak borç ilişkisi bulunmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil, kambiyo evrakı niteliğinde olan çekin illetten mücerret olduğunu, davacının çekteki imzayı inkar etmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delilere göre, davalının söz konusu çeki ciro yoluyla aldığı, çekteki alacağın davacıdan talep edilebilmesi için davalı ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmasına gerek olmadığı, davalının çeki bankaya çek iptali davasından önce ibraz ettiği, davalı tarafından çekteki bedele ilişkin talep hakkının kazanıldığı, çekin alacaklı davalı tarafından alınırken kaybolduğunun bilindiği ve bu husus bilinerek kötü niyetli olarak borçlunun zararına olarak çekin devralındığı hususunda herhangi bir iddia ve delil de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yanlar arasındaki uyuşmazlık, kambiyo senedi olan çeke dayalı menfi tespit davasıdır. Dava 6335 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesi hükmünün yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra açılmıştır. Anılan yasa hükmüne göre; “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” Görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece ticari dava niteliğindeki davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağı, Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.