Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/14681 E. 2013/19264 K. 03.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14681
KARAR NO : 2013/19264
KARAR TARİHİ : 03.12.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili ile davalıların da dahil olduğu diğer dava dışı borçlular arasında imzalanan kefalet taahhütnamesine dayanılarak borçlulardan … Petrol Ltd. Şti.’nin …’dan kullanmış olduğu krediye müvekkili tarafından kefil olunduğunu, kefalet taahhütnamesi hükümleri asıl borçlu ve müteselsil kefillerce ihlal edildiğinden ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline ve tazminata karar verilesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asiller, kendilerinin … ile yapılan sözleşmenin kefili olduklarını, davacı ile yapılan sözleşmede kefaletlerinin bulunmadığını, borçlu … Petrol Ltd. Şti.’nin birçok ipotek verdiğini, davacının bu ipotekleri borcu tahsil etmeden fek ederek asıl borçlunun mal kaçırmasına neden olduğunu, davacının kefalet sorumluğu dışında da tam kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, her ne kadar 25/08/2009 tarihli kefalet taahhütnamesi davalılar tarafından imzalanmış ise de, davacı tarafından …’a hitaben yazılan 23/06/2009 tarihli yazıda kefalet sözleşmesinde imzaları alınan ve ortaklıktan ayrıldıkları belirtilen … ve …’ın kefaletlerinin kaldırılarak … ile değiştirilmesinin talep edildiği, yazı ekinde sunulan 04/09/2009 tarihli (Kredi Onay Komitesi) Kararında kefaletnameye kefil olarak imzaları alınan … ve …’ın yerine aynı vasıfta ödeme gücü olan şahısların kefaletlerinin alınması ve diğer kefillerin ve teminatların aynı kalması şartıyla kefiller arasından çıkarılmasına ilişkin karar sunulduğu, bu durumda kefaletnamedeki … imzalarının sonradan alındığı kanaatine varılarak davalılar açısından geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığı, bu nedenle bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının davalıların kefaletlerinin kaldırılması konusunda bankaya karşı kesin talimatının bulunmadığı, bankaya hitaben yazılan görüş sorma yazısından sonra düzenlenen taahhütnamede davalıların kefil sıfatıyla imzası bulunduğu anlaşıldığından ” yerel mahkeme gerekçesindeki davalıların kefaletinin son bulduğuna dair değerlendirme” doğru değildir. Mahkemece davalıların kefaletleri kapsamında sorumlu olduğu miktarın tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmişti.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.