Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/14531 E. 2013/19567 K. 09.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14531
KARAR NO : 2013/19567
KARAR TARİHİ : 09.12.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; emlak alım-satımı ve kiralanması işleriyle iştigal eden müvekkili ile davalı … arasında gayrimenkul kiralama komisyon sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında bir dairenin kiralanmak üzere davalı …’a gösterildiğini ve dairenin davalı tarafından beğenildiğini, ancak davalı …’un daha sonra müvekkilini aradan çıkararak daireyi doğrudan kiralama yoluna başvurduğunu ve bu daireyi sahibinden ortağı olduğu davalı şirkete kiraladığını, sözleşmede kiracı adayının kendisine gösterilen gayrimenkulün ortak olduğu şirketçe kiralanması halinde komisyon ücreti ödeyeceğinin hükme bağlandığını, davalı …’un bu davranışının sözleşmeye aykırı olduğunu, davalının sözleşme uyarınca müvekkile ödemesi gereken yıllık kira bedelinin %12’si oranındaki komisyon borcunu ödemediğini, sözleşmede ihlal halinde cezai şart da öngörüldüğünü, davalı şirketin de diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkilinin komisyon ve cezai şart alacağının tahsili amacıyla davalılar hakkında başlatmış olduğu icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu belirterek itirazlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkili …’un bir yakınına kiralamak amacıyla davacı tarafça kendisine gösterilen daireyi daha sonra kiralamaktan vazgeçtiğini, öncelikle davacının müvekkili … ile yapmış olduğunu iddia ettiği bir kiralama formu nedeniyle müvekkil şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, bunun yanında davacının dava dışı … isimli şahısla görüşerek bu dairenin kiraya verilmesi işini üstlendiğini iddia ettiğini, ancak …’nın dairenin maliki olmadığını, müvekkil şirket yetkilisinin bu daireyi aynı apartmanda oturan bir arkadaşından kiralık olduğuna ilişkin aldığı bilgi üzerine gördüğünü ve arkadaşının tanıştırması sonucu daireyi sahibinden kiraladığını, o tarihte başka bir emlakçının ilanının olduğunu, ayrıca kiralama formunun davacı tarafça tek taraflı olarak doldurulduğunu, tek tarafa yükümlülük yükleyen bu evrakın yok hükmünde olduğunu, kaldı ki davacının ücrete hak kazanmak için hiçbir emek sarfetmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; yargılama devam ederken 6098 sayılı TBK ‘nın yürürlüğe girdiği, TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 7.maddesinde TBK’nın kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının görülmekte olan davalarda uygulanacağının kabul edildiği, ancak somut davada bu maddelerin uygulanmasını gerektirecek bir uyuşmazlık bulunmadığı, 818 sayılı BK’nınn 404/son maddesinde gayrimenkul tellallığı sözleşmesinin yazılı şekilde düzenlenmesinin geçerlilik şartı olarak öngörüldüğü, tellallık sözleşmesinde kiraya veren olarak taşınmaz sahibinin de imzasının bulunacağına dair bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle davacı ile davalı … arasında akdedilen sözleşmenin geçerli olduğu, dava konusu taşınmazın anahtarlarının davacıya bırakıldığı, davacının dava dışı …’e ait taşınmazı davalı …’a gösterdiğinin sözleşmede yer aldığı, dolayısıyla taşınmazın davacının portföyünde olduğu sonucuna varıldığı, ancak davalı …’un davacı ile akdi ilişkisini sonladırmadan taşınmazın davalının ortağı olduğu davalı şirkete kiralandığı, sözleşmenin 3.maddesinde kiracı adayının kendisine gösterilen gayrimenkulün kendisi haricinde ortak olduğu veya temsil ettiği şirketlerce kiralanması halinde ödemekle yükümlü olduğu yıllık kira bedelinin %12 tutarındaki komisyon ücretinin tamamını ödeyeceğinin hükme bağlandığı, buna göre davacının ücrete hak kazandığı, sözleşmeye göre komisyon ücretinin 7.920,00 TL olarak hesaplandığı, ayrıca sözleşmenin 6.maddesinde kiracı adayının sözleşme hükümlerine aykırı davranması halinde komisyon ücreti kadar cezai şart ödeyeceğinin de düzenlendiği, ancak davacının talep ettiği komisyon cezai şart miktarı fahiş olduğundan BK’nın 161/son maddesi uyarınca cezai şart miktarında 1/3 oranında indirim yapılmasına karar verildiği, bu durumda talep edilebilecek cezai şart miktarının 5.280,00 TL olduğu, buna karşın sözleşmenin davalı şirket adına imzalandığına dair bir kayıt bulunmadığı, bu sözleşme davalı şirketi bağlamayacağından davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği, bunun yanında alacağın likit olduğu, davalı …’un icra takibine itirazının haksız olduğu, ancak davacının kötüniyetli takip yaptığının ispat edilememiş olması nedeniyle davalıların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddinin gerektiği gerekçesiyle davalı şirkete karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı …’na karşı açılan davanın kısmen kabulüne, kabul edilen kısım üzerinden davalı … aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 09.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.