Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/14471 E. 2013/19731 K. 11.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14471
KARAR NO : 2013/19731
KARAR TARİHİ : 11.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı ile dava dışı … arasında yapılan 09.09.2003 tarihli 35.000 TL limitli kredi sözleşmesini müvekkilinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, ancak limitin sonradan 140.000 TL’ye çıkartıldığını, ancak bu sözleşmeden sonra yapılan 31.03.2004, 30.11.2005 ve 21.03.2008 tarihli sözleşmelerde müvekkilinin kefil olarak imzasının bulunmadığını, müvekkilinin kefil olduğu sözleşmeden kaynaklanan borçların ödendiğini, davalının müvekkilinin imzası bulunmayan sözleşmeler gereğince kullandırılan kredinin tahsili için … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/4490 sayılı dosyasında icra takibi yaptığını ileri sürerek 09.09.2003 tarihli kredi sözleşmesinin müvekkili yönünden feshine, icra takibinden dolayı davalı bankaya borçlu olunmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının imzaladığı 09.09.2003 tarihli kredinin limitinin sonradan 140.000 TL’ye çıkartıldığının doğru olmadığını, borç bakiyesinin sıfırlanmasının kredi ilişkisini sona erdirmediğini, bu nedenle kefil sıfatıyla davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine, %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının kefil olduğu 09.09.2003 tarihli kredi sözleşmesinden 35.000 TL kefalet limitindeki borcun ödendiği, davacının 31.03.2004 tarihli sözleşmede imzasının bulunmadığı, 09.09.2003 tarihli ve sözleşmede kefalet limitinin 140.000 TL’ye çıkarıldığına ilişkin ibarenin ise davacının isim ve imzasının altına sonradan yazıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 09.09.2003 tarihli kredi sözleşmesinin davacı yönünden feshine, icra takibinden dolayı davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, davacının %40 tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava konusu, 09.09.2003 tarihli genel kredi sözleşmesinin son sahifesinde dava dışı diğer kefillerden sonra gelmek üzere 140.000 TL limit gösterilmek suretiyle davacının kefalet imzası attığı açıkça görülmektedir. Bu imza sözleşmenin son sahifesine diğer kefillerden sonra atılmış bir imza olup limit artırımı sebebiyle atılmış bir imza olduğunu gösteren delillerin neler olduğu karar yerinde açıklanmadığı gibi, aynı sayfada kefil olarak imzaları bulunan dava dışı diğer kefillerin kefalet limitleri de aynı miktarda olup davacının kefalet limitinin ve kefalet imzasının sonradan atıldığı hususunu ispata yarayacak delillerin de neler olduğu gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Mahkemece, yapılacak iş davacının dava konusu genel kredi sözleşmesinde 140.000 TL kefalet limiti gösterilmek suretiyle müteselsil kefil olduğu kabul edilerek dava tarihi itibarıyla borçlu olup olmadığı banka kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile saptanıp deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermekten ibaret olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.