Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/14218 E. 2013/19981 K. 19.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14218
KARAR NO : 2013/19981
KARAR TARİHİ : 19.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili ,davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı takip başlattığını, takibe konu bonodaki imzanın müvekkili şirket yetkilisi …’ya ait olmadığını belirterek bono nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu bononun davacı şirkete satılan hazır beton karşılığında davacı şirket adına hareket eden … tarafından düzenlendiğini, adı geçenin davacı şirketin gerçek sahibi olup şirket adına tüm işlemleri yapan yetkili kişi olduğunu, söz konusu yetkinin vekaletnameden kaynaklandığını, vekaletnameye göre adı geçenin davacı şirketi temsile tam yetkili olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı vekili, karşı davasında, davacı şirkete 08.08.2011 tarihli fatura ile 24.572,32 TL’lik mal sattıklarını, belirterek alacak hususunda tekerrür olmamak kaydıyla 24.572,32 TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, bonodaki imzanın bononun tanzim tarihi itibariyle yetkili temsilcisi olan …’ya ait olmadığı, bonoyu imzalayan …’nun davacı şirketi temsil yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, bononun veriliş sebebi ilgili mahkemede açılmış menfi tespit davasının devam ettiği, yargılamanın derdest olduğu, davalının savunma olarak ileri sürebileceği hususta dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçeleriyle karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı yan, … İcra Müdürlüğü’nün 2012/3801 esas sayılı dosya ile takip konusu edilen bonoyu imzalayanın yetkili temsilcisi olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı yan ise açılan menfi tespit davasının reddini istemiş, karşı dava olarak da satılan beton bedelinin tahsilini talep etmiştir.
Dosya içinde mevcut olan ve takip konusu bonoyu imzalayan …’ya davacı yanca verilen … 1. Noterliğince düzenlenen 27.10.2006 gün ve 16881 yevmiye nolu vekaletnamede …’ya çek imzalama yetkisi verilmiş ise de bono imzalama konusunda yetki verilmemiştir. Bu nedenle davacı şirket yetkilisince imzalanmamış bono nedeniyle menfi tespit davasının kabulünde bir isabetsizlik yok ise de karşı davanın süresi içinde açılıp açılmadığı üzerinde durulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi kararın gerekçe kısmında “… davalının savunma olarak ileri süreceği hususta dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı” denilmiş olmasına rağmen hüküm fıkrasında ise “karşılık davanın derdestlik nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına” denilmesi doğru değildir. O halde mahkemece yapılacak iş, öncelikle karşı davanın süresinde açılıp açılmadığı üzerinde durulup, süresinde açılmış ise işin esasına girilmesi, aksi halde süresinde açılmayan davanın reddine karar vermekten ibarettir. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.