YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14006
KARAR NO : 2013/17403
KARAR TARİHİ : 06.11.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan … vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalılar aleyhine zamanaşımına uğramış çeke dayalı olarak başlatılan icra takibinin davalıların itirazı sonucu durduğunu, davalıların müvekkilinden inşaat malzemeleri aldığını, dava konusu 30.12.2009 tarihli 70.000,00 TL bedelli çekin de davalılardan … tarafından hamiline keşide edildiğini, diğer davalı … tarafından da ciro edilerek ticari iş karşılığı müvekkiline verildiğini, çek bedelinin ödenmediğini ileri sürerek davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, takibin zamanaşımına uğrayan çeke dayalı olduğunu, davacının dava dilekçesinde hangi davalıya karşı hangi hukuki dayanak ile davasını yönlendirdiğini belirtmediğini, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacağın zamanaşımına uğradığını, mal alım satımı konusunda varılan mutabakat doğrultusunda avans olarak dava konusu çekin de aralarında bulunduğu toplam 130.000 TL bedelli 3 adet çekin verildiğini, davacının hissedarı ve yetkilisi olduğu dava dışı … Alimümyum Ltd Şti tarafından gönderilen bir kısım malların ortaya çıkan anlaşmazlık sonucunda iade edildiğini, ancak çeklerin geri verilmediğini, bunun yanında 33.000 TL banka havalesi ile de ödeme yapıldığını, sonuç olarak davacı ile aralarında temel ilişkinin olmadığını belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … 16.02.2012 tarihli oturumda, takibe itirazlarını tekrar ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda, davalılardan …’nın … 12. İcra Müdürlüğünün 2010/26374 esas sayılı takip dosyasına göndermiş olduğu dilekçede yetki itirazında ve esasa yönelik beyanlarında çeklerin davacıya teminaten aliminyum korkuluk, plastik aksesuvar malzemesi temini yönünde yapılan sözleşmeye istinaden verildiğini, davacının gönderdiği kısmi malların bedelini aldığını, mallara ilişkin fatura düzenlememesi nedeniyle sözleşmenin karşılıklı olarak bozulduğunu gönderdiği 55.000,00 TL’lik malın da fatura verilmemesi nedeniyle kendisine iade edildiğini beyan ettiği, bu itibarla davalının davacı ile aralarındaki hukuki ilişkinin varlığını kabul ettiği, davacıya bir kısım ödeme yapıldığını ve 55.000,00 TL tutarındaki malın iade edildiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne icra takibine yönelik davalı yanca yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalı tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı … vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, zamanaşımına uğrayan çeke dayalı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Zamanaşımına uğrayan çek nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilirse de, hamil, arada temel ilişki bulunduğu cirantaya karşı bu çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanabilir ve alacağını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Keşideciye karşı ise uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunabilir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı talep yönünden ispat külfeti keşidecide olup keşideci, sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesine gelince; mahkemece taraflar arasında temel ilişki bulunduğu kabul edilerek hüküm oluşturulmuştur. Oysa davacı kendisinden önce gelen cirantaya karşı temel ilişkiye, keşideciye karşı ise sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak istemde bulunabilir. Davacı vekili 16.08.2012 tarihli dilekçesinde, hem sebepsiz zenginleşmeye hem de temel ilişkiye dayandığını açıkladığından aynı davalı hakkında hem sebepsiz zenginleşme hem de temel ilişki hükümlerine dayalı talepte bulunamaz. Bu durumda mahkemece, davacıya her bir davalı hakkında hangi hukuki sebebe dayalı olarak dava açıldığı hususu açıklattırılarak yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek ispat külfetinin tayini ile varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiştir.
2-Öte yandan davalı keşideci tarafından yapılan ödeme kaydında herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Ödeme belgelerinde ödemelerin hangi borca yönelik olarak yapıldığı belirtilmemişse, ödemelerin önce muaccel olan borca mahsuben yapıldığının kabulü gerekir.(818 Sayılı BK 86 md) Mahkemece bu kural uyarınca taraflar arasında verildiği belirtilen diğer çeklerin keşide tarihleri de dikkate alınarak davalı keşidecinin yaptığı ödemenin dava konusu çekle ilgili olup olmadığı araştırılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gibi davada iki davalı bulunduğu halde hüküm fıkrasında isim gösterilmeksizin “..icra takibine yönelik davalı yanca yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalı tarafından davacıya ödenmesine..”şeklinde infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) no.lu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı … yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.