Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/13889 E. 2014/860 K. 09.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13889
KARAR NO : 2014/860
KARAR TARİHİ : 09.01.2014

MAHKEMESİ : Çay Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/06/2012
NUMARASI : 2011/154-2012/160

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince duruşmasız davacı vekilince de her ne kadar ek temyiz cevap dilekçesinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, bu talebin süresinde olmadığından bahisle bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin avans olarak toplam 27.000 TL bedelli çeki davalı tarafa verdiğini, ancak davalı şirketin taahhüt etmiş olduğu malı teslim etmediğini, 15.06.2011 keşide tarihli çekin ibraz süresi geçtikten sonra keşide tarihinde tahrifat yapılarak sahte paraf imzalar ile çek bankaya ibraz edilerek tahsilini sağlamak istediğini, çeklerin karşılıksız kaldığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 22.09.2011 tarihli dilekçesi ile 30.08.2011 keşide tarihli 19.000 TL’lik çek davalı tarafından tahsil edildiğinden bu bedelin reeskont faizi ile birlikte istirdadına, diğer çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevabında, davacı iddialarının asılsız olduğunu, çekte tahrifat yapılmadığını, çekteki düzeltmeyi davacının yaptığını, çeklerden dolayı alacaklı olduklarını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere bilirkişi raporuna ve HMK’nun 222 ve TTK 66 maddelerine göre davalının verilen kesin süre içerisinde defterlerini ibraz etmediği, böylelikle davalı açısından ticari defterlerin aleyhine delil olduğu, davacının davasını ispat ettiği, davanın mahiyeti gereği tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davacının 15.06.2011 tarihli 8.000,00 TL tutarındaki çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, 30.08.2011 TL’lik çekin dava sırasında ödendiği anlaşılmakla 19.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 02.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, çek nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 182/2 maddesi uyarınca “hilafına adet veya mukavele mevcut değil ise satıcı ve alıcı borçları aynı zamanda ifa etmekle mükelleftir.” Kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun ödenmesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca dava konusu çeklerin taahhüt edilen mal karşılığı avans olarak verildiğini ve malın teslim edilmediğini iddia eden davacının, bu yöndeki iddiasını kesin delillerle kanıtlaması icabeder. Başka bir anlatımla somut olayda ispat külfeti davacı taraftadır. Mahkemece bu yönler üzerinde durulup, tartışılmadan, ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.