YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13349
KARAR NO : 2013/19168
KARAR TARİHİ : 02.12.2013
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; takip konusu senetler nedeniyle yapılan icra takibinde dosya borcunun müvekkili tarafından ödendiğini, akabinde dava dışı asıl borçlu … ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; senetlerin vade kısımlarında tahrifat yapıldığını, ayrıca senetlerin birine zorunlu unsurlardan tanzim yerinin bulunmadığını, geçersiz senetlere dayanarak takip yapılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, 22/02/2011 tarihli dilekçesi ile de 13/07/2006 vade tarihli 800,00 TL senet bedelinin dava dışı hamil bankaya ödendiğini belirtmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; imzası davalı tarafından inkar edilmeyen zamanaşımına uğramış senetlerden dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, koşulları oluştuğundan asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu senetlerden birinde tanzim yeri bulunmadığından kambiyo senedi niteliğinde olmayıp adi belge vasfında olduğu gözetilerek bir değerlendirme yapılması gerekmekte olup diğer iki senedin ise zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davacının lehtar, davalının avalist olduğu ve keşideci aleyhine girişilen icra takibine itiraz edilmediği ve bu durumda lehtar ile keşideci arasındaki temel ilişki gözetilerek bu senetlerle ilgili olarak anılan senetlere yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabileceği ve alacaklı (lehtar)’ın alacağını her türlü delille kanıtlayabileceği, somut olayda ciro yoluyla hamil durumunda olmayan davacının 6762 sayılı TTK’nın 644’üncü maddesine dayanmasının yasal dayanağının bulunmadığı gözetilmeden somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.