YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13045
KARAR NO : 2014/9970
KARAR TARİHİ : 28.05.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2013/89-2013/139
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil H.. Ö.. ve vek. Av. M.. F.. ile davalı H.. A.. ve vek. Av. E.. Y.. gelmiş, diğer ihbar olunan taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asil ve davalı asil ile avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili; müvekkili ile davalının dava dışı P. Polimer şirketi ile O.bank A.Ş arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde kefil olduklarını, müvekkilinin kefil sıfatıyla ödediği kredi borcundan davalının hissesine düşen kısmın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini, %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece; banka tarafından yapılmış bir hesap katının mevcut olmadığı, alınan bilirkişi raporu ile bankaya ödenen paraların borçlu şirket hesabından önce davacının hesabına şirketin yetkili temsilcisi olan davacı tarafından aktarıldığı, buradan da davacı ödemiş gibi alacaklı bankaya aktarıldığının tespit edildiği, bu durumda davacının rücu ettiği kredi borcunu gerçekte şirketin ödediğinin anlaşıldığı, borç asıl borçlu tarafından ödendiğinden davalı kefile rücu edilmesinin mümkün olmadığı, davacının yetkilisi olduğu şirkete ait parayla borcu ödemesine rağmen davalı aleyhine icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine, %40 kötüniyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı yan davalının da ortağı olduğu ihbar edilen Petrokem şirketinden alacaklı olduğunu, şirketin kendisine olan borcunu şirket hesabından şahsı hesabına aktarılması için davalının da imzası bulunan talimatlarla diğer ihbar edilen İngbank’a bildirildiğini ve alacaklarının bir kısmının bu şekilde şahsi hesabına intikal etliğini, bu aşamadan sonra şirketin İngbank’a olan kredi borcunu şahsi hesabından kendisinin ödediğini, bu nedenle ödediği bu miktardan dolayı davalının sorumlu olduğu miktarı iş bu davasında talep etmiştir.
Dosya içeriğinden ortak olan tarafların 08.05.2008 tarihinden 19.03.2009 tarihine kadar ihbar olunan Petrokem şirketini çift imza ile temsil ettikleri. 19.03.2009 tarihinden itibaren ise davacının tek imza ile şirketi temsile yetkili kılındığı, davalının 19.10.2009 tarihinde şirket ortaklığından ayrılmış olduğu, davacının şahsi hesabına para aktarılması için ihbar olunan İngbank’a yazılan çift imzalı talimatların tarihleri davalının ortaklıktan ayrılmasından önceki 14.08.2009, 27.04.2009. 12.05.2009. 08.06.2009 tarihlerini kapsamaktadır. Davacı bu talimatlardaki imzalardan birinin davalıya ait olduğunu iddia ederken davalının imzanın kendisine ait olmadığını savunduğu anlaşılmaktadır. Keza ihbar olunan şirketin diğer ihbar olunan İngbank’a olan kredi borcunun muaccel olduğu da dosya içeriğiyle sabittir.
Mahkemece herşeyden önce, ihbar olunan bankaya yazılan çift imzalı talimatların davalı ortağın ortaklıktan ayrıldıktan sonraki tarihli olduğunun kabulü isabetsizdir. Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, anılan bankaya yazılan talimatlar davalı ortaklıktan ayrılmadan önce çift imzayla düzenlenmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş. söz konusu talimatlardaki davalıya ait imzalara karşı çıkılmış olduğundan bu imzaların davalıya ait olup olmadığı üzerinde yeterince durulup, buna ilişkin başlatılan soruşturma olduğuna ilişkin iddia da dikkate alınmalı, ayrıca ihbar olunan Petrokem şirketinin tüm ticari defter ve kayıtları, konusunda uzman 3 kişilik bilirkişiye incelemeye tabi tutturularak, davacının bu şirketten talimat tarihleri de dikkate alınarak alacaklı olup olmadığı saptanarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece açıklanan bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı tarafın sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.100 TL, duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 28.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.