Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/12840 E. 2013/19183 K. 02.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12840
KARAR NO : 2013/19183
KARAR TARİHİ : 02.12.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkilinin davalı firmaya 26/07/2008 tarihli sevk irsaliyesi ile mal satarak teslim ettiğini, davalı ile bedelin USD üzerinden ödenmesi kararlaştırılmış ise de davalı ödemeyi yaklaşık 2 ay sonra yaparak geciktirdiğinden aradaki kur farkı nedeniyle davalıya 24/10/2008 tarihli 11.800,00 TL bedelli kur farkı faturasının gönderildiğini, davalının bu faturadan doğan borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin davacıdan satın aldığı ürünlerin dayanağı olan 26/07/2008 tarihli fatura bedelinin davacıya ödendiğini, malın birim fiyatının TL üzerinden belirlendiğini, taraflar arasında alışverişin döviz üzerinden yapılacağına ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin faturayı iade etmemesinin fatura içeriğinin ve bedelinin benimsendiği anlamına gelmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davalıya satılan mala ilişkin düzenlenen 26/07/2008 tarihli faturada malın birim fiyatının TL üzerinden gösterildiği, taraflar arasında döviz cinsinden satış yapılacağına ilişkin bir sözleşme veya teamül de bulunmadığı, bu nedenle kur farkı faturası düzenlenmesinin mümkün görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan 02/10/2012 havale tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde takibe ve davaya konu kur farkı faturasının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Ticari defter münderecatı sahibi aleyhine delil sayılır. Davalı tarafça akdi ilişki de inkar edilmediğine göre, taraflar arasında döviz cinsinden satış yapılacağına ilişkin bir sözleşme veya teamül bulunmasa da davalı bu fatura içeriğini kabul etmiş sayılmalıdır. Mahkemece belirtilen bu yönler gözetilmeden yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.