Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/1259 E. 2013/7319 K. 24.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1259
KARAR NO : 2013/7319
KARAR TARİHİ : 24.04.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali – alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda karşılıklı yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı – davalı vekilince duruşmalı davalı – davacı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. … ile davalı vek. Av. …’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı-karşı davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında çeşitli tarihlerde akdedilen satış sözleşmeleri gereğince davalıya satılıp sevk irsaliyeleri ile teslim edilen malın bakiye bedelinin ödenmediğini, davalı-borçlunun faturaları teslim aldığına dair çeşitli tarihlerde mutabakat belgesi imzaladığını, söz konusu bakiye mal bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan satın aldığı ürünlerin bedelini dökümü yapılan çeklerle, banka havalesi yolu ile elden nakit para ile tamamen ödediğini, bu ödemelere ait çek çıkış bordrolarının, havale dekontlarının ve elden ödemelere ait ödeme makbuzlarının dosyaya ibraz edildiğini, davacıya hiçbir borcun kalmadığını, aksine müvekkilinin 2008 yılında yapılan çek ve nakit ödemeleri sonucunda davacıdan 16.321,00 TL. alacaklı olduğunu ileri sürerek davacının açmış olduğu itirazın iptali davasının reddine, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini, ayrıca davacının satış sözleşmesi gereği göndermesi gereken ürünün bedeli ödendiği halde ürünün gönderilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 10.000 TL. nin dava tarihinden itibaren faiziyle davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen 24/11/2011 tarihli ek bilirkişi raporuna göre; dava ve icra takibine konu edilen 67 adet faturanın her iki tarafında ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, toplam tutarının da 343.382,11 TL olduğu tespit edildiği, tarafların 2007 ve 2008 yıllarına ait ticari alış verişleri neticesinde 31/12/2008 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten bir alacağının bulunmadığı, aksine 29.479,20 TL borçlu yani davalı- karşı davacı şirketin,davacı- karşı davalı şirketten 29.479,20 TL alacaklı olduğu, ancak davalı -karşı davacı şirket tarafından davacı- karşı davalı şirkete verilen Bank Asya’nın 15/01/2009 tarihli 5.000,00 TL, 15/01/2009 tarihli 5.000,00 TL, …Bank’ın (… Bank) 31/01/2009 tarihli 6.000,00 TL ve Halk Bank’ın 31/01/2009 tarihli 7.860,00 TL bedelli çekleri bankalarından gelen cevaplarına göre ödenmedikleri, karşılıksız çıktıkları anlaşıldığından toplam miktarları olan 23.860,00 TL’nin davalı-karşı davacının ödemesi olarak dikkate alınamayacağı, bu miktar borçluluğunun devam etmesi nedeniyle davacı-karşı davalıdan olan 29.479,20 TL’lik alacağından mahsubu durumunda sonuç olarak davalı-karşı davacı şirketin davacı-karşı davalı şirketten 5.619,20 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davacının açmış olduğu itirazın iptali davasının reddine, tarafların icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine, davalı- karşı davacının davacı-karşı davalı şirketten ticari alış verişlerinden ve yaptığı ödemelerden dolayı 5.619,20 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından karşı davasının kısmen kabulü ile 5.619,20 TL nin karşı dava tarihi olan 07/04/2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak,davalı -karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Asıl dava takip talebine konu 67 adet faturaya dayanılarak yapılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın İİK’nın 67. maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup davalı tarafça açılan karşı dava ise gönderilmeyen ürün bedelinin iadesi isteminden doğan alacak davasıdır. Her ne kadar gerekçeli kararda “Gerek iş bu dava ve davaya konu icra takibinde gerekse davalı-karşı davacının karşı davasında konu edilen alacakların icra takibine dayanak olarak gösterilen 67 adet faturalara, bunlara ilişkin ödemelere ve fazla ödemelere dair olması ve bunlara dayanılmış olması bu faturaların hepsinin de 2007 ve 2008 yıllarına ait olduğunun anlaşılması nedeniyle iş bu dava ve karşı dava açısından tarafların 2007-2008 yılı defterleri ve kayıtlarına göre alacak borç durumu dikkate alındığı” belirtilmişse de, davacının açtığı dava itirazın iptali davası olup takip tarihi olan 27.02.2009 tarihi itibariyle, davalı tarafın açmış olduğu dava da alacak davası olduğundan dava tarihi itibariyle tarafların alacaklı veya borçlu olup olmadıklarının araştırılması gerekirken davacı vekilinin takip talebinde takip dayanağı olarak 2007-2008 yıllarına ait 67 adet faturaya dayanmış olması nedeniyle tarafların sadece 2007-2008 defterlerinin incelemeye esas alınması doğru görülmediği gibi dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporları arasında hesap edilen alacak miktarı bakımından farklılıklar bulunduğu anlaşılmış olup bu itibarla davacının açmış olduğu itirazın iptali davası yönünden takip tarihi itibariyle, davalının açmış olduğu alacak davasında da dava tarihi olan 07.04.2009 tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının saptanması gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek eksik incelemeye dayalı rapora itibar edilip hüküm kurulması doğru görülmemiştir. O halde Mahkemece takip tarihi ve alacak davası bakımından dava tarihi itibariyle alacak ve borç durumunun tespiti için konusunda uzman üç kişiden oluşan bir bilirkişi heyetinden Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdir edilen 900,00’ar TL. duruşma vekalet ücretinin bir diğerinden alınıp yek diğerine verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.