Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/12195 E. 2014/9498 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12195
KARAR NO : 2014/9498
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 31. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/04/2013
NUMARASI : 2011/180-2013/92

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek.Av. A.. Ç.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan temin ettiği güç kondansatörlerinin müvekkilince aydınlatma armatürlerinde kullanıldığını, sorunlar yaşandığını, davalının bu malların içinde Çin malı olduğunu, ısınarak patladığını, zararlarının karşılanacağını taahhüt ettiğini ancak zararların karşılanmadığını, görüşmelerin sonuçsuz kaldığını satılan aydınlatma armatürlerinden yangın tehlikesi atlatıldığını ileri sürerek fazlaya ait hakları saklı tutulmak kaydıyla 1000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep ve dava etmiştir.
Davacı yargılama sırasında davasını ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın B.K. 60. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını, 2007 yılından sonra ticari ilişki olmadığını zararın oluşma tarihinin tespit edilerek süresinde yöneltilmeyen taleplerin zamanaşımından reddi gerektiğini, davacının manevi tazminat istemeye hakkı olmadığını, 2 yıllık garanti süresinden sonra oluşan arızadan müvekkilinin sorumlu olmayacağını, davacının da ihmali bulunduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller, davacı ihtarnameleri, iade faturaların ve bilirkişi raporu karşısında ıslah dilekçesi de gözetilerek; davacının maddi tazminat isteğinin kabulü ile, 1.000TL’ nin dava tarihinden ıslah edilen kısım olan 27.250 TL’ nin ıslah tarihi olan 20.02.2013 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline, davacının manevi tazminat yönünden açtığı davanın kısmen kabulüne, 5.000 TL.’ nin dava tarihinden itibaren temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı yanca, davacıya satılan malların ayıplı olması nedeniyle davacının uğradığı zararın tahsili isteminden doğmaktadır. Uyuşmazlık konusu malların, davacıya 2007 yılında satıldığı ve davalının kabulüne göre 2 yıl garanti verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda hile veya iğfalden söz edilmediğinden malların 2 yıllık garanti süresi dolduktan sonra arızalanması halinde bu ürünler yönünden zarar ve ziyan talebinde bulunulamaz.
Bu durumda öncelikle davalının zamanaşımı itirazı dikkate alınarak ürünlerin garanti sürelerinin dolup dolmadığının belirlenmesi gerekir.
Öte yandan, bir kısım malların davalıya iade olunduğu, davalının da teslim aldığı anlaşılmaktadır. Bu iade olunan malların adedi ve değeri, davalı itirazı da gözetilerek değerlendirmesi ve buna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca davacı davasını ıslah etmiş ve davalı ıslahta ileri sürülen hususlara da itiraz etmiş, ancak bu yönden de herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
Somut olayın özelliği dikkate alındığında, şirketin manevi yönden zarara uğradığı iddia edilmişse de, bunun yasal dayanakları gösterilmeden davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesi de isabetsizdir.
Hal böyle olunca, açıklanan hususlar gözetilerek, davalının bilirkişi raporuna yaptığı itirazlar dikkate alınıp, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla taraf kayıtları üzerinde inceleme yapılıp, Yargıtay denetimine elverişli alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı tarafın öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.