Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/12130 E. 2014/9207 K. 14.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12130
KARAR NO : 2014/9207
KARAR TARİHİ : 14.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2013
NUMARASI : 2010/322-2013/24

Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin fekki-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı-birleşen dosya davacısı vekilince duruşmalı ve davacı-birleşen dosya davalısı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar -birleşen dosya davalıları vek.Av. F. T. ile davalı-birleşen dosya davacısı yetkili temsilcisi Ü. A. ile vek. Av. B.. D..’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalı-birleşen dosya davacısı şirket yetkili temsilcisi ile avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacılar vekili, müvekkili S.. A.. ile davalı arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin teminatı olarak müvekkili A.. A..’ın taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğini, S.. A..’ın sağlık problemleri sebebiyle bayilik ilişkisinin başlamadan sona erdiğini, taraflar arasında hiçbir ticari alışveriş olmadığını belirterek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davanın ise reddini istemiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiş, birleşen davada ise; davalı S.. A..’ın borç senetlerini ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi için başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş yargılama aşamasında ise davasını 52.603,74 TL alacağın tahsili talebi olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporunun dosyadaki delillere, bilimsel ve hukuki metotlara uygun olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Asıl davada davacılar-birleşen dosya davalıları vekili 05.07.2007 tarihli dava dilekçesinde; davalı şirket ile davacı S.. A.. arasındaki bayilik sözleşmesinin uygulanmadan sona erdiğini, diğer davacının taşınmazı üzerinde de davalı lehine ipotek tesis edildiğini borç bulunmadığını belirterek menfi tespit ve ipoteğin fekki istemi ile dava açmıştır. Birleşen davada ise; davalı-birleşen dosya davacısı vekili 22.01.2008 havale tarihli dava dilekçesinde; bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali istemiyle dava açmıştır.
Birleşen davalar bağımsızlıklarını korurlar, bu nedenle her dava için ayrı ayrı hüküm kurulması, harç, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin ayrı ayrı hüküm altına alınması gerekir. Mahkemece davalı yanın usulüne uygun olarak açılmış bir karşı davası bulunmadığı halde, birleşen davanın karşılık dava olarak nitelendirilip reddine karar verilmesi ve karar başlığının da buna göre oluşturulması doğru olmadığı gibi, hükümde her iki dava yönünden de davacının davası denilmek suretiyle tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdir olunan 1.100’er TL. duruşma vekalet ücretinin bir diğerinden alınarak yek diğerine verilmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 14.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.