Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/1161 E. 2013/17374 K. 06.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1161
KARAR NO : 2013/17374
KARAR TARİHİ : 06.11.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı-davalı vekilince duruşmalı davalı-davacı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı-davacı vek. Av. …’ün gelmiş olmasıyla diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin kolonya üretiminde kullandığı davalıdan satın ve teslim alınan alkolün düşük kalitede çıktığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak müvekkilinin uğradığı zararın giderilmesi için 400.000,00 TL. tazminatın yanlış alkol teslim tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, davacı vekili birleşen davada ise müvekkilinin davacıya faturadan kaynaklanan herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini, olmadığı takdirde davalının alacağı ile müvekkilinin tazminat alacağının takas edilmesini istemiştir.
Davalı vekili asıl davada; müvekkili ile davacı arasında imzalanan 03.08.2001 tarihli satım sözleşmesinin 3. maddesine aykırı olarak davacının teslim aldığı alkolü henüz işleme almadan kontrol ve analiz etmediğini, herhangi bir sorumluluğu kabul anlamında olmamak kaydıyla davacı tarafa sırf iyi ticari ilişkilerin devamı zımnında bir miktar faturadan indirim yapmayı teklif ettiğini, davacının uğradığını iddia ettiği maddi zararını ispat etmesi gerektiğini, sözleşmenin 11. maddesi gereği bu davada Belçika mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiş, birleşen davada ise; davalı ile imzalanan 03.08.2001 tarihli satım sözleşmesine istinaden düzenlenen ve davalıya satılıp teslim edilen alkol ürünü ile ilgili 5 adet fatura bedeli toplam 60.698,00 ABD Doları alacağın tahsili için … Ticaret mahkemesinde açılan davada müvekkilinin bu miktar fatura alacağının bulunduğunun tespit edildiğini, bu kararın davalıya tebliğ edildiğini ve herhangi bir itiraza uğramadan kesinleştiğini ileri sürerek toplam 60.698 ABD Doları alacağın faturaların tanzim tarihinden itibaren fiili tahsilat tarihine kadar işletilecek yıllık %10 ABD Doları işlemiş faizi ile … Ticaret mahkemesi huzurunda yapılan 3.597,62 Avro yargılama masrafı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; asıl davada davacının sözleşmenin 4. maddesi gereği alkolü teslim aldıktan sonra kontrolünü ve analizini yaptırmadan kolonya üretiminde kullandığı, davacının uğradığını iddia ettiği maddi zararını ispat eden delil sunamadığı, bu durumda ispatlanamayan tazminat davasının reddi gerektiği, birleşen dava yönünden ise davacı … şirketinin davalı …’ya 60.698,00 ABD Doları meblağlı faturalı alkol ürününü sattığı ve bu konuda … Mahkemelerinde açmış olduğu davayı kazandığı ancak Türkiye ile Belçika arasında ikili anlaşma bulunmadığından bu kararın tenfizinin mümkün olmadığı, bu nedenle birleşen davayı açmakta haklı olduğu, birleşen dosyada davacının malı sattığı … den bu miktar alacağı olduğunun ispat edildiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davada ise davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne ve 60.698 ABD Dolarının dava tarihinden itibaren 3095 sy. Yasa’nın 4/a maddesi gereğince değişen oranlardaki ABD Doları bazındaki faizin uygulanarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince ve katılma yolu ile de asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz istemi asıl davada dava reddedildiği halde vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasına ilişkindir. Mahkemece asıl davada davanın reddi nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması isabetsiz ise de bu yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sy. HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sy. HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada “karar tarihinde yürürlükte bulunan 2012 yılına ait Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 12. maddesi uyarınca hesap edilen 26.850,00 TL. nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” sözcük dizisinin eklenerek hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini bir vekille temsil ettiren asıl davada davalı-birleşen davada davacı lehine takdir edilen 990,00 TL. duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacı-birleşen davada davalı taraftan alınarak asıl davada davalı-birleşen davada davacı tarafa verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.