YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11609
KARAR NO : 2013/19307
KARAR TARİHİ : 04.12.2013
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı ve davalı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. … ile davalı vek. Av. … ‘un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki çerçevesinde oluşan cari hesap ekstrasındaki faturalardan doğan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle müvekkilinin borçlu olmayıp davacı tedarikçi firmadan alacaklı olduğunu, bu nedenle takipte ödeme emrine haklı olarak itiraz edildiğini ileri sürmüş, davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı vekili aralarında yazılı anlaşma bulunmadığını, sunulan belge altındaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmiş ise de davacı vekilince 27/07/2011 havale tarihli dilekçesinde, davalı şirket ile aralarında imzalanmış yazılı bir sözleşme bulunmadığı ileri sürülmüş olmakla sahtecilik iddiasının süresi içinde ileri sürülmediği, kaldı ki itiraz edilen belge altındaki imza ile yetkili temsilcinin imzaları karşılaştırıldığında benzer nitelikte olduğunun tespit edildiği, bunların dışında, taraflar arasında aksi savunulmayan yazışmalardan da, bir anlaşmanın varlığının kabulü gerektiği, bu nedenlerle, imza incelemesi yapılması yolundaki mahkeme ara kararından rücu edildiği, taraflar arasında çok eski yıllardan beri süregelen bir ticari ilişki bulunduğu, davacının, 08.07.2007 tarihli faturanın davalıya teslim edilmiş olduğunun kanıtlanamamış olması, 37.538,68 TL tutarındaki faturanın davacıya teslim edilmiş ve yasal süre içinde itiraza uğramamış olması nedeniyle borç bakiyesinden mahsubu sonucu davacının herhangi bir alacağının kalmadığının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın reddine, davalının yerinde görülmeyen kötü niyet tazminatı isteminin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile katılma yolu ile davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davacı tedarikçi firmanın davalı ile süregelen ticari ilişki kapsamında davalıdan olan cari hesap alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın İİK’nın 67. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili 27.07.2011 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde davalı yanca delil olarak dayanılan 16.08.2006 tarihli Satın Alma Anlaşması ile eki Ticari Şartlar Anlaşması’nı imzalamadığını, imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmiştir. Bu durumda Mahkemece öncelikle HMK’nın 211. maddesi gereğince davacı şirket yetkilisinin anılan sözleşmenin imza tarihinden önceki imzalı mukayese belgeleri getirtilerek inceleme ve araştırma yapılıp bir karar verilmesi gerekir iken çözümü hukuk dışında teknik bilgiyi gerektiren somut olaydaki uyuşmazlıkta HMK’nın 266. maddesinin 1. cümlesine aykırı düşecek şekilde 10.07.2012 tarihli celsede kendisinin bizzat imza incelemesi yaparak imzaların davacı şirket yetkilisine ait olduğunun tespiti ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer ve davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.