Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/11448 E. 2014/8725 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11448
KARAR NO : 2014/8725
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2012/40-2013/140

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. S. Ö. Ş. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili hakkında yedi adet bonodan dolayı icra takibine girişerek, haciz ve muhafaza işlemleri yaptığını, borç olmadığı gibi bu bonolarla, iptali istenen 19 adet toplam 26 adet bononun müvekkili ile davalı şirket arasındaki bayilik gereği alınmış bağlantı evrakları olduğunu, 31.08.2007 tarihinden bu yana ticari alım-satım yapılmadığını, müvekkilinin talep ettiği siparişlerin davalı tarafından gönderilmediğini müvekkilinin 06.02.2008 tarihli fesih ihtarnamesi ile 12.03.2005 tarihli Üretici Bayilik Sözleşmesini feshettiklerini, davalı şirkette bulunan bağlantı senetleri ve teminat senetlerinin iadesini istediklerini ileri sürerek icra takibine konu olan ve icra takibine konu edilmeyen, senetlerden dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkiline 30.08.2007 tarihi itibariyle 95.282,92 TL borçlu olduğunu, bono bedellerini ödemediğini, borcun yeniden yapılandırmasını talep ederek 1 yıl zaman kazanarak 05.09.2007 tanzim tarihli 26 adet senedi müvekkiline verdiğini, senetler ödemeyince muaccel senetler için takibe geçtiğini, müvekkilinin sözleşmeyi feshettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller, bonolar alınan bilirkişi heyet raporları taraf defterleri karşısında, bonoların davalının savunmasında belirttiği borçların yeniden yapılandırılarak eski borçlar için verildiğine dair iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği gibi, malen yazılı bonoları davalının talil ettiği gerekçeyle, davanın kabulüne, davaya konu bonolardan takibe konu edilen 05.09.2007 tanzim tarihli her biri 4.500 TL bedelli 7 adet bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, takibe konu edilmeyen 19 adet bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı taraf, toplam 26 adet bonodan 7 adedinin takip konusu yapıldığını, diğerlerinin takip konusu olmadığını belirterek, bonoların sipariş karşılığı avans bonosu olduğunu ileri sürerek, bu senetlerden dolayı borçlu oladığının tespitini talep etmiştir. Davalı ise, davacıya mal satıp teslim ettiğini, bunun karşılığında bonolar aldığını, ne var ki, bu bonoların ödenmemesi üzerine anlaşma yapılarak dava konusu bonoların kendisine verildiğini bildirmiştir.
Davalının bu beyanı, bononun veriliş nedenini değiştirmek, yani talil etmek anlamında değildir. Mahkemece aksine düşüncelerle bononu veriliş nedeninin talil edildiğinin düşünülerek ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülmesi bozma nedenidir. İspat külfetinin davacı yanda olduğu düşünülmeden ve bu yönde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı gerekçelerle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.