Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/11212 E. 2013/19634 K. 10.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11212
KARAR NO : 2013/19634
KARAR TARİHİ : 10.12.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı (temlik alan) vek. her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de 21.11.2013 tarihli dilekçesi ile duruşma talebinden vazgeçtiğini bildirmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacılar vekili, müvekkilleri hakkında davalı tarafından … 29. İcra Müdürlüğü’ nün 2009/12738 sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, takip konusu 45.000-TL bedelli senette nakden kaydı olmakla birlikte, senet karşılığında müvekkillerine bir ödeme yapılmadığını, davalının senedi kredi sözleşmesine güvence olarak aldığını kabul etmesi gerektiğini, bankanın gönderdiği ihtarnamede de bu durumun açık olduğunu, takip tarihi itibariyle genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 13.956-TL’ lik borçlarının olduğunu belirterek, kredi sözleşmesine dayalı takip yapılması halinde cevap haklarını ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmakla, takip tarihi itibariyle müvekkillerinin davalıya 22.096-TL’ den borçlu olmadıklarının tespitine, takibin bu miktar yönünden iptaline, davalı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temlik alan vekili, davacılar ile banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine göre kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine, kredinin geri dönüşünde kullanılmak üzere davacıların imzalayarak bankaya vermiş oldukları 45.000-TL bedelli bononun, bankanın alacak miktarı olan 36.500-TL’ lik kısmı için tahsilde tekerrrür olmamak kaydıyla icra takibine konulmuş olduğunu, takip konusu senedin teminat senedi olduğu iddiasının hukuka aykırı olduğunu, genel kredi sözleşmesinde veya senet üzerinde böyle bir kayıt bulunmadığını, aksini davacıların ispatlaması gerektiğini, mevcut risk gözönüne alınarak senet bedelinin 35.000-TL’lik kısmı üzerinden takibe geçildiğini, bu nedenle davacıların sadece 13.956-TL borçları olduğu iddiasını kabul etmediklerini beyanla, davanın reddine ve davacılar aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalı her ne kadar takip konusu senedin teminat senedi olmadığını iddia etmiş ise de, cevap dilekçesinde kredinin ödenmemesi üzerine kredinin geri dönüşünde kullanılmak için davacıların senedi imzalayarak bankaya verdiklerini beyan etmekle teminat senedi olduğunu kabul etmiş olduğu, bilirkişi raporu gözönüne alındığında, taleple bağlı kalınarak, davacıların icra takip tarihi itibariyle 14.023,92-TL borçlu oldukları, bakiye 22.029,04-TL’den ise borçlu olmadıklarının tespit edildiği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile, davacıların … 29. İcra Müdürlüğü’ nün 2009/12738 sayılı dosyasında icra takip tarihi itibariyle 13.570,96-TL asıl alacak, 240,91-TL faiz, 12,05-TL BSMV, 200-TL ihtar masrafı olmak üzere 14.023,92-TL borçlu olduklarından, bakiye 22.029,04-TL bakımından borçlu olmadıklarının tespitine, takibin 22.029,04-TL’lik kısmının iptaline, fazlaya dair talebin reddine, davacıların talep ettiği miktar ile kabul edilen miktar arasında cüzi bir fark olup, davalının kendi kayıtlarına göre borç miktarı hesaplandığından davalının kötüniyetli olduğu kabul edilerek, kabul edilen miktarın %40′ ı olan 8.811,61-TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, tedbir kararı verilmediğinden reddedilen miktar yönünden ise davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeyi içermediği gibi, önraporda noksan olduğu belirtilen bazı belgeler henüz ibraz edilmeden düzenlenmiş olduğundan Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Davalı vekili, bilirkişi raporuna gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz etmiş ve itiraz dilekçesi ekinde bilirkişi önraporunda eksik olduğu belirtilen belgelerin bir kısmını sunduğunu açıklamıştır. Bu durumda mahkemece, davalı vekilinin itirazlarını da değerlendirecek biçimde ek rapor ya da yeni bir bilirkişi raporu alınarak deliller hepbirlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, somut olayda davalının takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerekirken kötüniyet tazminatıyla sorumlu tutulması da isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.