YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11022
KARAR NO : 2014/8057
KARAR TARİHİ : 29.04.2014
MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2013
NUMARASI : 2012/55-2013/52
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız davalı vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. A.. C.. ile davalı vek.Av. .. gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Dava, bonoya istinaden yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili, süresinde ödememe protestosu çekilmemiş olmasından dolayı müracaat borçlusu olan müvekkilinden herhangi bir talepte bulunulamayacağını, dava dilekçesine eklenen, taşınmaz satış sözleşmesinin tarafının müvekkili olmadığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının takip konusu bononun borçlusu F. A. ile arasındaki temel ilişkiye dayalı olarak açıklamada bulunmadığı, satış sözleşmesini R. A. imzaladığı, dairenin süresinde teslim edilmediği, davalının bononun karşılıksız olduğuna dair davacıya yemin teklif etmediği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık süresinde protesto edilmeyen bonodan dolayı lehtara karşı kambiyo hukukuna göre müracaat hakkını yitiren hamilin, temel ilişkiye dayalı olarak bonoyu kendisine ciro eden lehtara karşı yapmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı T.. İnşaat Ltd. Şti arasında yapılan taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan borçtan davalının sorumlu olduğu iddiasıyla itirazın iptalini talep etmektedir. Ancak söz konusu satış sözleşmesinde davalının imzası bulunmamaktadır. Bu durumda davalının satış sözleşmesinden dolayı hangi nedenle sorumlu olduğu davacı tarafından ispat edilmelidir. Dolayısıyla mahkemenin ispat yükünün davalıda olduğu düşüncesiyle oluşturduğu gerekçe yerinde olmayıp, karar bu nedenle usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bono, davalı tarafından davacıya ciro edilmiş olduğundan adi senet hükmünde olup, bu durumda davacı temel ilişkinin niteliğini ispat etmek amacıyla tanık dahil her türlü delilden yararlanabilir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden ispat yükünün tayininde hataya düşülmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.