Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/10978 E. 2014/8636 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10978
KARAR NO : 2014/8636
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2012
NUMARASI : 2009/288-2012/484

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı ve davalı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. E. S. T. ile davalı vek. Av. S. G.’un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Dava, davalı alıcı tarafından ödeme güçlüğü nedeniyle gümrükten teslim alınmayan malların daha düşük fiyatla başka alıcılara satılmasından kaynaklanan zararın tazmini istemlerine ilişkindir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davaya konu malların davalı şirketçe, ödeme güçlüğü içinde bulunmaları nedeniyle gümrükten teslim alınamadığı, bu konuda davacı şirkete bilgi verildiği, davalı şirket hakkında mahkemece verilmiş iflas erteleme kararının ödeme güçlüğünü destekleyici delil olduğu, davacının davalı tarafından teslim alınamayan malları piyasa fiyatları üzerinden başka alıcılarla anlaşarak sattığı, piyasa rayiçleri üzerinden kazancı elde ettiği, bilirkişi raporlarında da dürüstlük kuralları gereğince malın piyasa değerinin nazara alınması gerektiğinin bildirildiği, dürüstlük ve iyiniyet kuralları nazara alındığında davacının gümrükte bekleyen malları başka alıcılara satarak zarara uğramasının söz konusu olmadığı, davalının malı teslim alamamasının maddi açıdan sıkıntı içinde olmasından, yeni mücbir sebepten kaynaklandığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece aldırılan 06.12.2011 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunun 3. sayfasının 3.3 nolu bendinde “Sayın davacı vekilince verilen 20.04.2010 ve 10.05.2010 havale tarihli dilekçede belirtilen 11 adet proforma faturanın alıcı/davalıya ibraz edildiği, alıcının da proforma faturalardaki eşyanın cins, miktar ve tutarları hususunda mutabık kaldığı, proforma faturalara imza ve kaşesini vurmasından anlaşılmaktadır. Proforma faturalara dayalı olarak davalı adına tanzim edilen faturalar aşağıdaki gibidir. Tabloda ayrıca davalının siparişi üzerine gönderilen eşyaların nihai olarak satıldığı 3. kişiler ile bu satışların tutarları da gösterilmektedir.” denilmiş, 4. sayfasında belirtilen tablo gösterildikten sonra “Bu durumda; davalının proforma muhteviyatı, miktarı ve fiyatını kabul ettiği eşyayı davacıdan sipariş ettiği sipariş edilen eşyanın mülkiyetinin davalıya geçmesi için gerekli olan faturaların düzenlendiğini, fakat Tablo 1.’de belirtilen konşimentolara da konu olan eşyanın Tablo 2’nin sağ tarafından belirtilen fiili teslimin yapıldığı 3. Şahıslar “tarafından ithal edildiğini kabul etmek gerekir. Nitekim; faturalar muhteviyatı eşyalara dair “Özet Beyanlar” unvanları zikredilen dava dışı şirketler adına tanzim edilmiştir” denilmiş, aynı sayfadaki 3-4. bentte ise “… Bu durumda; özet beyan dava dışı şirketler adına verilmiş olmasından hareketle, Gümrük mevzuat açısından davalının eşyalar nedeniyle sorumlu tutulmaması gerektiği düşünülmektedir.” denilmiştir. Bu rapora taraf vekillerinin itirazı üzerine alınan 05.07.2012 havale tarihli ek raporun 2. sayfasında “…iddiaya göre davalıya gönderilen malın alıcı davalı tarafından teslim alınmadığı hususunda da tereddüt yoktur” denilmiş, 3. sayfasının 3.2. nolu bendinde “… Gümrük mevzuatı açısından dava konusu malların davalıya satıldığı, davalının ise malları teslim almadığı kanaatine varılması açısından, bu durumda satıcının yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğu, alıcının ise bedeli ödeme ve teslim alma gibi yükümlülüklerini yerine getirmediği kabul edilmelidir” denilmiş, 3.3 nolu bendinde ise “Satıcı davacının malları piyasa değerinde satması dürüstlük kuralları gereğidir.” denilmiş ve sonuç olarak da “… Dürüstlük kuralları gereği, somut olaydaki satılan malları piyasa değerinin dikkate alınması gerektiği, Gümrük mevzuatı açısından kök raporda varılan görüşün değişmesine neden olabilecek bir hususun bulmadığı” belirtilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar gözetildiğinde, bilirkişi kök ve ek raporunun kendi içinde çelişkili olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalının davacıya sipariş verdiği, bu siparişi teyit ettiği, proforma faturanın davalı adına kesildiği ve malın gümrüğe gönderildiği, mallar gümrükte bekler iken davalının Gümrük Müsteşarlığı Mersin Gümrük Müdürlüğüne vermiş olduğu 14.01.2008 tarih ve 3150 K. sayılı dilekçesi ile dava konusu, konşimento muhteviyatı eşyalara ait ambar bekleme süresinin 2. kez uzatılması için ek süre talep ettiği, anılan Gümrük Müdürlüğünce de bu talebin kabul edilerek 2. kez 30 günlük süre verildiği dosyada mevcut Mersin Gümrük Müdürlüğünün 16.01.2009 günlü yazısı ve diğer belgeler ile sabittir.
Hal böyle olunca, sipariş vermediğini savunan davalının, davacı tarafından Gümrük Müdürlüğüne gönderilen malın bekleme süresini uzatılması için 2 kez talepte bulunmasını nedenini açıklaması gerekir. Keza, olayda dürüstlük kuralı gözetilecek ise davalının bu beyanının dikkate alınması gerekir.
Bu durumda mahkemece dosya içerisindeki tüm belgeler ve anılan Gümrük Müdürlüğü yazısını birlikte değerlendiren, konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınıp, varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, kendi içinde çelişkili olan bilirkişi raporu dayanak göstererek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.