Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/10923 E. 2013/13889 K. 12.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10923
KARAR NO : 2013/13889
KARAR TARİHİ : 12.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı, davalı … tarafından aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2012/250 esas sayılı dosyası ile 3.500,00 TL bedelli iki adet bonoya dayalı olarak takip yapıldığını, davalıdan 10/03/2012 tarihinde … adlı işletmeyi aralarındaki sözlü anlaşmaya binaen, devrinin sonra yapılacağına inanarak aldığını ve çalıştırmaya başladığını, davalı ile aralarındaki sözlü anlaşma uyarınca devir için 20.000,00 TL’yi taksitler halinde davalıya ödeyeceğini, bu taksitler için ayrı ayrı davalı ile aralarında bono tanzim ettiklerini, takibe konu bu iki bononun da bu bonolardan olduğunu, alacaklı olduğunu iddia eden davalı ile başkaca borç doğuracak herhangi bir hukuki ve ticari ilişkisinin olmadığını, davalının sözleşme hükümlerine uymayarak işletmeyi kendisine devretmediğini, bu devri sağlamadığı gibi 09/05/2012 tarihinde de maliye kaydını sildirdiğini, davalının bu kusurlu davranışı üzerine aynı tarihte işletmeyi çalıştırmayı bıraktığını, işletmeye 2.000,00 TL masraf yaptığını, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranması nedeniyle borç kaynağının geçersiz olduğunu belirterek, bahsi geçen takibe konu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespit edilmesini, bonolarda yazılı miktar olan 3.500,00 TL’nin %20’si üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin işletmeyi davacıya devrettiğini, ancak davacının kendi kusurlu davranışları nedeni ile işletmeyi devralmadığını bildirerek davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı borçlunun dava konusu senetlerin doğumuna neden olan borç ilişkisinin gereklerinin davalı tarafından yerine getirilmediğinden bahisle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davaya konu takibin kambiyo senedine dayalı olduğu, iş bu kıymetli evrakın esas alacak borç ilişkisinden soyut olduğu, dava değeri itibariyle tanık dinlenemeyeceği, dolayısıyla davacının haklılığını ispat edemediği, davacının açtığı dava dolayısıyla ihtiyati tedbir kararı istemediği, davanın alacaklının alacağını geciktirdiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın ve davalı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olup, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu senetlerin davalının da kabulünde olduğu şekilde işyeri devrine ilişkin sözleşme uyarınca verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, sözleşmenin ibrazı istenilerek bu sözleşme hükümleri üzerinde durulup, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.