Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/10727 E. 2014/8788 K. 07.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10727
KARAR NO : 2014/8788
KARAR TARİHİ : 07.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2011/18-2013/93

Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne birleşen dava ile karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı-karşı davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vek. Av. I.. A.. ile davalı-karşı davacı vek. Av. K. P.’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili; davalının 35 adet faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen dosyada ise; davalının 35 adet faturadan kaynaklanan bakiye alacağı ödememesi üzerine vade farkı faturası düzenlendiğini ve alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın ise reddini istemiştir.
Davalı vekili; asıl ve birleşen davanın reddini istemiş, karşı davada ise; karşı davalının müvekkiline önerdiği ve sattığı kimyasal nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek şimdilik 188.123,78 TL’nin tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davacının davalıya sattığı kimyasallara ilişkin faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının fatura bedellerini ödediğine dair bir belge sunmadığı, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden davacının sattığı kimyasallarla birlikte kullanım prosedürlerini de verdiği, davalının sisteminde meydana gelen arızaya korozyon önleyici kimyasalların yol açmadığı, sisteme eksik yetersiz kimyasal dozajlanmasının yol açabileceği ve sistemde kimyasalların kullanılmadan önceki oluşmuş korozif aşınmaların da göz önünde bulundurulması gerektiği, vade farkına ilişkin taraflar arasında yazılı bir sözleşme ya da buna ilişkin ticari bir teamül bulunmadığı gerekçesiyle birleşen dava ile karşı davanın reddine, asıl davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgiyi gerektirdiği kabul edilerek teknik bilirkişilerden rapor alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Alınan 08.10. 2008 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacının davalının ark ocağında kullandığı iki kimyasal ürünün korozyon hızının düşmesini sağlamadığı, bu nedenle soğutma kulelerindeki oluşan tıkanmanın giderilmesi için kullanılan kimyasal ürünün su kulesinde delinmeye neden olduğunun tespit raporu ile belirlendiği, bu olgunun davacının davalının bu nedenle uğadığı zarardan sorumlu olduğunu gösterdiği, davalının toplam 121.095 TL. zararının tazminini talep edebileceği, davacının ise davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı,
19.06.2009 tarihli bilirkişi kurulu 1. ek raporunda, davalının su kulelerinin korozyon nedeniyle çeşitli yerlerinden delindiğini, davacının davalıya toplam 179.218,78 TL. tazminat ödemesi gerektiği,
17.05.2010 tarihli bilirkişi kurulu 2. ek raporunda, davacının verdiği kimyasal koruma programı teklifinde davacı personelinin yürütme ve uygulamadan sorumlu olduğunun belirtildiği, bu sorumluluğun kimyasalların olması gerektiği şekilde dozlanması, gerekli analizlerin yapılması, kimyasalların tanklara doldurulmasından ibaret olduğu, 17.11.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacının sattığı ürünlerin gerektiği miktarın altında uygulanması halinde korozyon koruyucu özellik göstermeyeceği, satılan kimyasallarla birlikte kullanım prosedürlerinin de verildiği göz önüne alındığında davalının sisteminde meydana gelen arızaya korozyon önleyici kimyasalların yol açmadığı, sisteme eksik kimyasal dozajlanmasının yol açabileceği ve sistemde kimyasallar kullanılmadan önceki oluşmuş korozif aşınmaların da göz önünde bulundurulması gerektiği, asıl davada davacının davalıdan satış bedeli olan 156.280,39 TL. alacaklı olduğu, karşı davada ise karşı davacının bir alacağının bulunmadığı,
08.10.2012 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda; davacı defterlerine göre davalıdan 169.088,70 TL. alacaklı olduğu, vade farkı faturası dışında taraf defterlerinin birbiri ile örtüştüğü,
11.02.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; dava konusu kimyasalların kullanım amacını gerçekleştirmediği, bunun sonucu olarak davalının toplam 179.218,78 TL. zarar gördüğü belirtilmiştir.
Bağcılar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/246 D.İş sayılı tespit dosyasında alınan 15.01.2007 tarihli bilirkişi tespit raporunda; tespit konusu tesisisin soğutma suyu devresine ait borularda yüksek korozyon hızı nedeniyle su kulelerinin çeşitli yerlerinden delindiği, karşı taraf Nalco şirketinin soğutma suyu şartlandırılması için tespit isteyen İçdaş şirketine gerekli yöntem ve kimyasalları önerdiği ve uygulmasını yaptığı, problemin soğutma sistemi borularında oluşan korozyon temelli olduğu, soğutma devresinden geçen suyun şartlandırılmasında kullanılan kimyasalların yetersiz kalarak beklenen amacı gerçekleştirmediği belirtilmiş, 25.01.2007 tarihli bilirkişi kurulu tespit raporunda da; aynı görüş tekrar edilerek kusurun tamamının karşı tarafça önerilen ve üretilen kimyasallardan kaynaklandığı belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere 15.01.2007 ve 25.01.2007 tarihli tespit bilirkişi raporları ile 08.10.2008, 11.02.2013 tarihli kök raporlar, 09.06.2009, 17.05.2010 tarihli ek raporlar davalıyı, 17.11.2011 tarihli rapor ise davacıyı haklı bulmuştur. Hal böyle olunca mahkemece, bilirkişi raporlarına itirazlar da gözetilip raporlar arası çelişkiyi giderecek şekilde yeni bir bilrkişi kurulundan rapor alınması gerekirken kabul edilmeyip sonradan rapor alınmasına rağmen 2. rapora dönülerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı- karşı davacı yararına takdir edilen 1.100 TL. duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.